Bağışlanma bayramı

DAHA YENİ merhaba demiştik, şimdi elveda diyoruz… Alışmışken tadına, ayrılığın acıtıyor içimizi… Yaşantımıza nasıl da dirlik, düzenlik getirmiştin; sahurunla, iftarınla, teravihinle… Rehaveti üzerimizden atmış, duygularımız dirilmiş, zihinlerimiz keskinleşmişti… Nefis savrulmuş, şeytan kovulmuşken, bizi “ben”le bırakıp gidiyorsun…

Uhrevi havanla melek yönümüzü hatırlamış, ubudiyet semalarında dualarla, ibadetlerle tayaran etmiş, kul olduğumuzu kalbimizde hissetmiştik… Gidiyorsun…

Kabiliyetimiz ve cehdimiz nispetinde senden hisse almış; hasisliğimizi, hissetimizi unutmuş, hevayı uymamayı, latifeleri uyutmamayı, zikri ve fikri tefekkürü canlı tutmayı, Kerim Kur’an’ı hayatımıza taşımayı, hayatımızı Kur’an hizmetine adamayı öğreniyorduk… Gidiyorsun…

Açları, yoksulları, muhtaçları hatırlarken; aklı, kalbi iman nuruna muhtaçları da hatırlamıştık… Gidiyorsun…

Göz güzellikleri, kalp marifeti, akıl hikmeti arama gayretindeyken… Gidiyorsun…

Yeri seren, göğü yükselten Kadir-i Külli Şey’e asker olma imtiyazı ve sorumluğu şuurumuzda yer ederken… Gidiyorsun…

Ülfeti kırmış, tefekküre dalmış, zikri şükürle buluşturmuş; hikmet avlıyor, hamdı yakalıyorken… Gidiyorsun…

Rahman’ın ziyafetgâh-ı ebedisine çağrılan yolcular için dünya hanının, bir günlük duruş ve düşünüş yeri olduğu içimizde yer ederken… Gidiyorsun…

Dünya gurbetinde, sonsuzluk sılasıyla sızlıyorken gönlümüz, bizi yalnızlığımızla başbaşa bırakıp gidiyorsun…

İhtiyaçların, musibetlerin gergefinde elenirken emellerimiz; ellerimizden dillerimizden yüreğimize dökülen dua damlaları, sena sözleri… Gidiyorsun…

Zamanın kabesi “kadir gecesi” bin aylık kıymetle senin ruhunken, ruhlarımız o ruhla serinlemişken… Gidiyorsun…

Tam da gönlümüze sultan olmuşken, on bir ay sonrasına göç ediyorsun… Her aya hikmet ekerek, rahmet kokusunu sindirerek git… Gurbet gönlümüz gelişini gözlesin… Her gelişinde, yeni bir diriliş, yeni bir başlangıç yapalım; kötü ahlakı terk ederek, güzel hasletler, iyi seciyeler kazanarak…

Her gidişin ayrı bir hatıra taşısın, ayrı bir renk katsın, değişik bir tad versin hayatımıza, öyle git… Renklerin tadlarını hatırladıkça; ruhlarımız rahatlasın, gönlümüz gülsün, sadrımız sekine solusun… Seni analım sensizlikte, sen de bizi hesap gününde hatırla… Burada tuttuğun gibi orada da tut bizi… Rahmete yakınlaşmayı, sermedi saadete ermeyi, rızaya kavuşmayı müjdeleyerek tut…

Öyle tut ki bizi hiç bırakma ve bizden hiç gitme; dünya gurbetinde enis, ahiret yurdunda dost ol… Hak yolunda dost doğru yaşamayı, Hak yolunda ölmeyi, Hak dostlarıyla beraber haşrolmayı; şefaatinle nasipdar eyle… Öyle eyle ki bizi; dünya eğlencelerinden çekilmeyi, günahlardan çekinmeyi, şeytani nefisle cihad etmeyi, her daim düşünür ve düşler olalım… Bolluk, bereket, barış, kardeşlik, hizmet şevki, fedakârlık hissi, ihlâs kuvveti bizden hiç ayrılmasın ve biz onlardan ayrı düşmeyelim…

Ruhun ruhumuzu öyle sıkı tutsun ki, bizi bin aylık öteye taşısın; merhaba bağışlanma bayramı, elveda fanilik diyelim.

  08.10.2007

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut