Yetişkinler Okuma Programları

Halil Köprücüoğlu

MANİSA’DA ARKADAŞLARLA yılda 2–3 defa yetişkinler okuma programları düzenliyoruz. Kışın bir haftalık olan program, yazları on beş güne kadar çıkıyor.

Yıllarca öğrenciler için yapılan bu programların hakikaten çok faydasını gördük. Ancak bu arada kendimizi ihmal ettiğimizi yeni anladık. Dört beş yıldır kendimiz için faaliyet göstermeye başladık. Ne kadar ihtiyacımız varmış, şimdi daha iyi idrak ettik.

Program öncesi günlük hayat, seminer konuları dahil her şeyi inceden inceye planlamaya çalışıyoruz. Daha doğrusu her şeyi planlayan bir kardeşimize bizler de yardımcı olmaya çalışıyoruz. Oldukça zor işler var. Yatma, yeme dahil bütün istihdam meseleleri oldukça zor gerçekleşiyor. Hemen her gün Nurlardan bir seminer konusu önceden belirlenmiş bir arkadaşımız tarafından sunuluyor. Bir de herkesi fikir beyan edebildiği bir Mütalaalı Ders zamanı var ki en lezzetli zemin orası oluyor. Akşamları yine mütalaalı denebilecek bir sohbet programlanıyor.

Bir kere keyfemâyeşa bir hayat olmadığından nefsinizin burnu sürtüyor. Tabi ki toplu yani müşterek yaşama kolay değil. Geceleri aslan kükremeleri sizi bırakmıyor ama sizin kükremeleriniz de birilerini elbette rahatsız ediyor.

Ne kadar iyi olsa da yemekler, çeşitleri ve miktarları ile bile nefsinizin terbiyesi için oldukça lüzumlu. Birkaç gün içinde Hac’daki gibi normal hayattan kopuyorsunuz. Zihnen ciddi bir odaklanma yaşıyorsunuz. Eski asırlardaki mağaralara çekilmenin, inzivanın yeni tarzı bu olsa gerek. Elbette sinirlerinize hâkim olmayı, katlanmayı öğrenirken normal bir tarz için de çok dikkatli yaşamaya gayret ediyorsunuz. Küsmemeyi, darılmamayı ve hatta sevmeyi talim ediyor, öğreniyorsunuz.

En önemlisi R.Nurları derinlemesine tetkik fırsatı buluyorsunuz. Çok farklı idraklerin, zekâların, halisiyetlerin muhatabı olarak çok şeyler öğreniyorsunuz. Bir kayıt cihazınız varsa sesli kayıt yapabiliyor, verilen not defterinize önemli kayıtlar düşüyorsunuz. Kendinizi yenileme ihtiyacı hissediyor, aczinizi, geriliğinizi hakkel yakin idrak ediyorsunuz.

Programdaki saatlerin elverdiği ölçüde yürüyüşlerde derin sohbetler yapıyorken nefesinizi açıyor, yaşlılığınızı ta derinden hissedip daha ziyade şükür ehli oluyorsunuz. Hatta bazen gençlerin top oyununda kalede bulunarak onlara dâhil olmaya bile kalkıyorsunuz. Yediğiniz goller sonucunda moraliniz bozulurken, kurtarışlarınız, yerlere atlayıp kendinizi perişan etme pahasına topun hakkını verirken de alkışlanıyor, hep beraber deşarj oluyorsunuz. Oyunda babasını çalımlayan bir gence, “Babaya bunu yapmak ihlâsa aykırı. Topu teslim et.” diye bağıran bir arkadaşınızın takımı gol atınca; siz de ”Mümin kardeşine bu yapılır mı, Bu ihlasa aykırı değil mi “ diyerek kükrüyorsunuz!

Arkasından idareci ağabeyin ”Seyitler vazife başına” demesi üzerine ümmet-i Muhammedi sahil-i selamete taşıyan gemide hizmetkârlığa, yemek dağıtma, masa düzenleme vazifenize koşuyor, tekrar eski günleri yaşayıp müthiş bir şevk ve gayrete ulaşıyorsunuz.

Yemek için sıraya geçmeyi; yemek esnasında zikir, fikir, şükür tatbikatını; yemek sünnetlemeyi ve B.Berk Ağabey gibi “Ben Resulullah’ın bulaşıkçısıyım” demeyi öğreniyorsunuz. Masadaki ekmek kırıklarını parmağınızla toplarken Rahmi Hocanın Huri hikâyesini dinliyorsunuz. Rotterdam’lı bir kardeşiniz olan Enes’in ikazı üzerine ekmeğinizle tabağınızı iyice sünnetleyip temizleyerek tam not bile alabiliyorsunuz. Bazen sakal bırakıp-bırakmamak üzerine tartışmaya katılıyor kaynaklardan araştırmalara şahit oluyor, gerçeği yerinden öğreniyorsunuz. Gece yarısından sonra kaçamaklar yapıp karpuz yerken derin konulara girip dostluğunuzu pekiştiriyorsunuz. “Sabbehe kader mehabbet” diyerek şark ağzıyla nükte yapan arkadaşlarınızla cidden ayrı bir boyuta çıkıyorsunuz. Zahiren basit ancak gerçekten önemli alışkanlıklarınızı tazeliyorsunuz. Sanki iki cihan saadeti için çekaptan geçiyor veya rot-balans ayarı yaptırıyorsunuz.

Seminerinin metnini yazılı olarak sunanlara, okuduğu metinlerin Külliyattaki yerlerini belirtenlere ayrı teşekkür ediyorsunuz.

Fakat asırlardır İslam’a hücumlara sebep olan İfk, Cemel ve Sıffin hadiseleriyle ilgili olarak tarihi kaynaklardan geniş bilgilerle açıklamalar yapan bir ağabeyinize B.S.N. Hazretlerinin bu konuda yazdığı ve asla yaralamayan harika metinleriyle iktifa etmediği için biraz güceniyorsunuz. Hatta biraz da şaşırıyorsunuz. O’nu kırmadan bunu ona nasıl aktarayım diye birkaç arkadaşınızla görüşüp bir plan yapıyorsunuz. Çünkü ruhunuz rencide oluyor. “Sahabeler bile neler yapmış.” diyen alçak nefsinize cevaplar arıyorsunuz. Üstadınızın tarzının harikalığını burada bir kez daha görüyorsunuz.

Bir başka seminerde, belli konunun R.Nurlardaki açılımını beklerken, programın temel esaslarına aykırı olarak, her hangi bir eserden nakiller yapılışı uykunuzu getiriyor. Bir de okunan R.Nur metinlerindeki esas ve özden uzak, teferruat meselelere derinlemesine dalan arkadaşınız sizi iyice sıkabiliyor. O’na da bir tarzda katılmadığınızı rencide etmeden aktarmaya çalışıyorsunuz ama gücünüz yetmiyor. En azından ben böyle yapmamalıyım diye kararlar alıyorsunuz. Veya program sonrası yapılacak değerlendirme için bunları not ediyor düşüncelerinizi anlatmak için toplantı zeminini bekliyorsunuz.

Bir başka ağabeyinizin, Kadın Erkek İlişkilerinde Adaletle ilgili sunumunda R.Nur metinleri yerine başka kaynaklara itibar edercesine hazırlanışına kırılıyor, onu tenkit ediyorsunuz. Hele el kesme, çok evlilik, kadının mirastaki durumu ile ilgili meselelerde, yine Üstadının eserlerindeki metinlere yeterli değer vermeyişini biraz yüksek sesle ona ifade ediyor, BSN. Hazretlerinin olaya hikmetle bakıp değerlendirmesini seminerin arkasından okuyarak içinizdeki rahatsızlığı biraz olsun azaltmaya çalışıyorsunuz. Şükür ki arkadaşınız yüksek idrakiyle bu tenkitleri yeterince değerlendireceğini ve tebliğini yeniden düzenleyeceğini söylüyor da daha da rahatlıyorsunuz.

Her şeye rağmen program sonrası Umre dönüşü gibi, Hac gelişi gibi çok değişmiş olarak evinize geldiğinizi anlıyorsunuz. Hatta eşiniz, çocuklarınız, arkadaşlarınız bunu açıkça ifade ediyorlar.

Artık daha dikkatli yaşamaya, daha planlı olmaya azimli oluyorsunuz. Orada gece 03’lerde namaza kalkan arkadaşlarınızdan öğrendiğiniz gibi siz de gece namazına daha kolay kalkıyorsunuz. Vakit namazlarınızı vaktin evvelinde Birinci Ağabeyiniz gibi kılmak size daha kolay gelmeye başlıyor. Eşinizi ve çocuklarınızı kırmamak için daha hassas oluveriyorsunuz. Bulunduğunuz yerdeki R.Nur sohbetlerine zamanında katılmak sizde âdet haline geliyor. Tesbihatlarınızı tam yapıyor, aşirlerinizi tam okumaya çalışıyorsunuz. Her gün mutat okumalar size kolay gelmeye başlıyor.

Programın bütün ağırlığını çeken gayretli organizatör kardeşinize, seminerci arkadaşlarınıza, güzel ahlakından istifade ettiğiniz bütün kardeşlerinize dualar ediyor böyle arkadaşlar ve böyle bir dava nasip ettiği için Rabbinize dualar ediyor, bir sonraki programı hasretle bekliyorsunuz.

Allah hepimize böyle arkadaşlar, böyle bir dava ve böyle programlara katılmak nasip etsin inşâllah.

  16.09.2007

© 2021 karakalem.net, Halil Köprücüoğlu



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut