Baykal’ın azizliği!.

BU KEZ kararlıydım..
Seçmen listesine kayıt yaptırdım.
Oy verecektim..

İlk kez 1987 yılında seçme hakkını elde ettim.
Ne var ki,
O yıllarda üniversitede öğrenci olduğumdan,
Oy vermeye memleketime gidemedim.
İlk seçimi böylece pas geçmiştim..

1991 yılında ise,
Bu kez ‘zorunlu hizmet’ için doğuda bulunuyordum.
Terör korkusuyla,
Görev yerim olan Diyarbakır’dan,
Memleketim Antalya’ya oy vermeye gelemedim.
Böylelikle ikinci seçimde de siftah yapamamış oldum..

Sonrasında 1995 seçimleri geldi çattı.
Fakat bu seferde askerdim..
Öyle kışladan kolayca dışarı çıkılamıyordu işte,
Bu nedenle,
Yine oy veremeden bir seçim daha geçti gitti..

Nihayet 1999 yılı 18 nisanında,
Seçim sandıkları,
Erkenden seçmenlerin önüne kondu.
Ne yazık ki ben yine oy kullanamadım.
Çünkü o sırada,
Hac farizası için hicazda bulunuyordum.
Döndüğümde seçim çoktan bitmişti..

2002 seçimlerine geldiğimizde ise,
Seçmen kütüğündeki kaydım artık silinmişti.
Öyle ya;
Arka arkaya dört seçime katılmayan bir seçmenin,
Seçmen listelerinde adının bulunmasını beklemek saflık olurdu.
Bu nedenle muhtarlığa gittim.
Önceki seçimlere katılmadığım için,
İlçe seçim kuruluna müracaat etmem gerektiğini öğrendim.
Tabi, ceza ödeyeceğim müjdesini de alarak!..
Bu kez bürokrasiden çekindiğimden,
Seçmen kaydımı yaptırmaktan vazgeçtim.
Yine bir seçim daha gelmiş – geçmiş,
Ve ben oy vermeye muvaffak olamamıştım..

Ama bu kez kararlıydım..
2007 seçimlerinde,
Seçmen listesinde nihayet adım yazılıydı.
Ve ben seçimlere katılacaktım.
Kırk yaşındaydım.
İlk kez oy veriyordum!.
Heyecanlıydım.
Peki kime oy verecektim?
Daha önce bunu hiç tecrübe etmemiştim.
Bu arada,
En azından,
Kimlere oy vermeyeceğimi çok iyi biliyordum.
Vereceklerim arasında,
Kalan şıkları ikiye kadar indirmiştim.
Ancak ikisi de içime sinmiyordu.
Bir tanesi,
Cumhurbaşkanlığı sürecinde,
Demokrasiye ve demokratlara resmen ihanet etmişti.
Diğerinin ise,
Siyasal İslam gibi bir şaibesi vardı.
Ooyy, oy!.
Ne zor şeydi, şu oy verme işi..
Uzun bir kararsızlıktan sonra,
Nihayet seçim sandığına gitmeye,
Ve “boş oy” kullanmaya karar verdim..

22 temmuzda sabah 09:30 sularında,
Sandık yerim olan Antalya Lisesi’ne geldim.
Şimdi, lisede okuduğum okuldaydım.
Nostaljik bir halde,
Sandık numaramın bulunduğu sınıfta oy veriyordum..
Oy pusulasını aldım,
Paravanın arkasına geçtim.
Usulca pusulayı katladım,
Boş olarak zarfa yerleştirmiştim ki..
Yan sınıftan,
“Başbaakan Bayykal!” tezahüratları yapılmaya başladı.
Ben önce gaipten sesler duyuyorum sandım.
Sonradan anladık ki,
Deniz Baykal,
Oy vermeye bizim sandığın yanına gelmiş.
Bir anlık bir şaşkınlıktan sonra,
Kararsızlığım son buldu.
Elimdeki zarfı tekrar açtım.
İktidar partisine mührü basıverdim.
Eğer sayın Baykal,
Oy vermeye biraz daha geç gelmiş olsaydı,
Akparti Antalya’da bir oy eksik almış olacaktı..

  29.07.2007

© 2021 karakalem.net, Aykut Tanrıkulu



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut