Askıda abonelik üzerine notlar

SİTEMİZE HER girdiğimde karşımıza çıkan ‘Askıda Abonelik’ duyurusu, ruhuma işleyen iki güzelim öyküyü düşündürüyor bana.

Öykülerin ilkinin kaynağı bilinmiyor, ikincisini Molla Câmi aktarıyor.

Öykü Dizimizin 5. kitabı Işığı Yaymak’ta da yer alan ilk öykü, bir ‘sevgi sınavı’nı anlatıyor.

Hikâye, şöyle:

Bir gün, ermişlerden birine sormuşlar:

“Sevginin sözünü edenler ile sevgiyi gerçekten yaşayanlar arasında ne fark vardır?”

“Bakın, göstereyim” demiş ermiş.

Bir sofra hazırlamış. Sevgiyi dilinden düşürmeyen, ama dilden gönüle de indirmeyen kişileri çağırmış bu sofraya.

Hepsi yerlerine oturmuşlar.

Derken, tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da ‘derviş kaşığı’ denilen bir metre boyunda kaşıklar.

Ermiş:

“Bu kaşıkların sapının ucundan tutup öyle yiyeceksiniz” diye bir şart da koşmuş. “Öyle kaşığın çukur kısmına yakın yerden tutmak yok.”

“Peki” demişler ve çorbayı içmeye girişmişler.

Fakat o da ne?

Kaşıklar uzun geldiğinden, sofradaki hiç kimse bir türlü döküp saçmadan götüremiyormuş çorbayı ağzına. En sonunda, bakmışlar bu iş olmuyor, vazgeçmişler çorbadan. Öylece, aç aç kalkmışlar sofradan.

Onlar sofradan kalktıktan sonra, ermiş:

“Şimdi de sevgiyi gerçekten bilip yaşayanları çağıralım yemeğe” demiş.

Yüzleri aydınlık, gözleri sevgiyle gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya. Ermiş:

“Buyrun bakalım” deyince de, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp karşısındaki ihvanına uzatıp içmişler çorbalarını.

Böylece her biri diğerini doyurmuş ve kendisi de doymuş olarak şükür içinde kalkmış sofradan.

“İşte” demiş ermiş. “Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. Ve kim ki, kardeşini düşünür de doyurursa, o da kardeşi tarafından doyurulacaktır.”

Büyük şair, edib, ahlâk ve edeb insanı Molla Câmi’nin anlattığı ikinci hikâye ise, “Kepçe” başlığıyla, Öykü Dizimizin ikinci kitabı “O’na Dair Öyküler”de yer alıyor. Bu öykü de şöyle:

Cömertliğiyle meşhur bir adama sordular:

“Fakirlere yardım ettiğin veya dilencilere para verdiğin zaman içinde onlara karşı bir minnet yükleme duygusu seziyor musun?”

Adam:

“Ne münasebet?!” diye cevap verdi. “Benim bağıştaki rolüm, aşçının elindeki kepçenin rolüne benzer. Aşçı kepçeye ne koyarsa, kepçe de onu verir; fakat verdiği şeylerin kendisinden olduğunu düşünmez.”

Sitemizin ana sayfasını açıp “Askıda Abonelik” uygulamasına dair duyurumuzu her gördüğümde bu iki öyküyü hatırlamamın, elbette bir sebebi var.

İlk öyküyü hatırlamam, “Askıda Abonelik”in, Karakalem okuyucuları açısından bir ‘sevgi sınavı’nın başarıyla geçilmesi anlamını taşıdığı için.

İkinci öyküyü hatırlamam da, Karakalem’in bu uygulamada sadece bir ‘kepçe’ rolü oynamasından…

Neticede, ortada, bizim arada bir ‘buluşturma’ işlevi gördüğümüz bir buluşma ve dayanışma gerçekleşiyor böylece.

Bir tarafta, Karakalem’in ‘egemen söylem’e ve ‘popüler kültür’e boyun eğmeden, bedel ödemeyi de göze alarak koruyup sürdürdüğü nitelikli çizgiye bir abonelikten daha fazla destek verme gereğini hisseden gönül dostlarımız var.

Diğer tarafta, Karakalem’i takdir etse ve takip etmeyi istese de, abonelik için yapılacak ödemenin hesabını yapma durumunda olan, imkânları kısıtlı gönül dostlarımız.

Bir taraf abonelik hediye ediyor, diğer taraf bu hediyeyi kabul ediyor. Bizler ise, bu ‘hediyeleşme’nin zemini ve aracısı durumundayız yalnızca…

Tertemiz, kirsiz, tasannusuz, dayatmasız, izzetli, onurlu bir ‘dayanışma’ gerçekleşiyor böylece:

• Karakalem’e destek olma gereği hisseden gönül dostlarımız hem Karakalem’e, hem de onu düzenli okumak istediği halde okuyamayanlara destek olma gibi çifte bir imkân buluyorlar.

• Karakalem ‘maddî imkân’lar yüzünden bugüne kadar abone olamayan yeni okuyuculara kavuşuyor;

• Karakalem’i ‘maddî imkân’ dolayısıyla düzenli alıp okuyamayan gönül dostlarımız da nihayet bu imkâna kavuşmuş oluyorlar.

Dileğimiz o ki, bu tertemiz, sapasağlam ve onurlu dayanışma büyüsün, gelişsin ve bir nümune-i imtisal olsun…

Bu yolda, imkânı olan dostlarımızın da, imkânı olmayan dostlarımızın da katılımını, ilgisini, desteğini bekliyoruz.

Selam ve sevgiyle….

—Editör




NOT:

“Askıda Abonelik” uygulamamıza, gerek “Askıya Abonelik,” gerek “Askıdan Abonelik” seçenekleri için katılmak isteyen gönül dostlarımız, ilave bir bilgi ihtiyacı hissederler ise:

satis@karakalem.net mail adresinden

yahut Karakalem’in

0212 511 71 41 – 514 60 63 no’lu telefonlarından yardım isteyebilir;

0543 904 60 15 no’lu GSM hattımıza mesaj bırakabilirler.

Aynı şekilde, sitemiz üzerinden bu katılımı gerçekleştirmeye çalışırken herhangi bir erişim problemi, aksaklık veya tereddüt yaşayan gönül dostlarımız, webmaster@karakalem.net adresinden yardım ve bilgi alabilirler.

  18.04.2007

© 2021 karakalem.net, Editör



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut