İmge ve Doğu!

Öznur Çolakoğlu Cam

GEÇTİĞİMİZ HAFTALARDA yayınlanan Metin Karabaşoğlu’nun yazılarından biri de imge üzerineydi. Yazının içeriğinde doğu ve batı mukayeselerine yer verilmişti. Yazıyı müteakip nicedir kafamda dönüp duran şu sorularında yanıtlarını bulmaya başladım sanki. İmge yazısı, zihindeki kapalı kapılarımın anahtarı oldu benim için..

tüm dünyada genel bir kanı bu sanki, “Batı çalışkan, Doğu miskin!! Batı çabalarken, Doğu teslimiyet uykusunda!! doğu mistik, batı huzursuz ve barbar!! doğu ülkeleri geri, oysa batı ileri.. doğu tembel, batı çalışkan..” ve daha buna benzer bir sürü önyargılar içeren listeyi uzatmak mümkün. Lakin şu bir gerçek ki, doğu İslamiyet’in özünü ve görevlerini unuttuğun için bu halde..

Öğrencilerle konuşurken hep şunu üzülerek fark ediyorum. Genelde onlara şu soruyu sorarak başlıyorum.. “çocuklar Allah biz Müslümanlardan neler yapmamızı istiyor?” Gelen yanıtlar genelde şu aşağıdaki sırayı takip ediyor..

namaz kılmamızı

evet başka?

Oruç tutmamızı

evet başka?

Hacca gitmek?

Doğru ama başka?...

Hımm, zekat vermek..

Kurban kesmek,

Allah’a inanmak,

Diyalogumuz böyle devam edip gidiyor İslam’ın ve imanın şartlarının tümü bittikten sonra ben halen sormaya devam ediyorum..

Çocuklar söylediklerinizin hepsi doğru ama Allah bizden başka neyi istiyor?

Sınıfta derin bir sessizlik!!

Neden sonra Allah bizden dürüst olmamızı, çalışkan olmamızı, üretken olmamızı, aklımızı iyi kullanmamızı, aklımıza zarar verebilecek şeylerden uzak durmamız gerektiğini gibi yanıtlara ulaşıyoruz. Korkarım biz farz görevleri öğretirken ve ezberletirken genel ahlak kurallarının da farz ibadetler içinde yer aldığını vermeyi unutuyoruz..

Zira Müslüman’ın tanımına baktığımızda, “En kısa ve öz tanımı ile bir Müslüman, Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in de onun kulu ve elçisi olduğuna iman ve şahadet eden kişidir. Bu cihetle Müslüman, sadece Allah'ın kelamı olan Kur'an-ı Kerim ile elçisinin sözleri ve amelleri doğrultusunda iman ve ibadet eder” gibi tanımlarla karşılaşırız. Oysa Müslüman’ın en kısa ve güzel tanımı şöyledir; “Müslüman, elinden, gözünden ve dilinden emin olunulan kişidir”

Peki nasıl bir eminliktir bu? Müslüman, elinden emin olunan kişidir. Müslüman kimsenin malına el uzatmaz, sabır göstermesini ve tevekkül etmesini bilir. Bu onu miskinleştirir mi?! Hayır!! Zira yine aynı Müslüman bilmelidir ki, Peygamberi onu, ticareti ve helal yoldan bol kazanç sağlamayı öğütleyen hadislerle müjdelemiştir. Fahr-i Kâinat Efendimiz a.s.m bir ifadelerinde şöyle buyurmuşlardır, “Rızkın onda dokuzu ticarettedir.” Yani bu ne demek? Müslüman adam sürekli arayış içinde olmalı helal yoldan kazanç elde edip, diğer Müslüman din kardeşine de helal rızk kapıları açabilmeli ve bolca infakta bulunabilmelidir.

Müslüman gözünden emin olunan kişidir. Harama bakmaz, harama yanaşmaz. Kendini kötülüklerden muhafaza etmesini bilir. Müslüman dilinden emin olunan kişidir. Müslüman yalan söylemez, yalakalık yapmaz. Ağzından her ne çıkarsa hayırdır, güzeldir. Zira o, ya hayır konuşur yada susar.

Müslüman her ne şartta olursa olsun, ümitlidir, dürüsttür ve çalışkandır! Hekimoğlu İsmail müstear ismiyle yazan Ömer Okçu bir yazısında yanlış hatırlamıyorsam şöyle diyordu. Potansiyeli olan bir Müslüman ben çok ehli takva yaşayacağım diyerek az ve sabit bir ücrete rıza gösteriyorsa Allah bundan hoşnutluk duymaz, zira İslamiyet’in özü çalışmak helal kazanç sağlamak ve Müslümanları da kalkındırmak üzeredir. Bize İslamiyet’in özü unutturuldu sanki. Doğu ve İslamiyet hep mistik ve pasif mi?!! Hayır!!

Peki İslamiyet’in öğretileri çalışmak ve üretmek üzerine olduğu halde batı nasıl ve neden daha ileride. Batı ne yazık tahrif olmuş bir dine sahiptir. İnsan eliyle yapılmış ve bozulmuş bir dine sahip olan batı ne zaman ki, kilisenin yönetimine girmiştir tarihin en karanlık sayfalarını gömülmüş ve hep gerilemiştir. Nihayetinde insan eliyle yapılan din günümüz şartlarını karşılayamamaktır. Buna mukabil batı dinden uzak durdukça ilermiş ve ilerlemenin ön şartı hep dinle mesafeli olmak kabul edilmiştir.

Oysa İslam dünyasındaki Müslümanlar ne zaman ki, İslamiyet’i gerektiği yaşayamamış ve ondan uzaklaşmışlar işte o zaman hep gerilemişler ve hatta yok olmaya mahkum olmuşlardır. Zira İslamiyet Cenab-ı Allah’ın en son gönderdiği hak dinlerdir ve her türlü eksiklikten münezzehtir.

Batının ilerleyişini dinden uzaklaşma olarak algılayan düz zihinler, planlı bir biçimde belki de ilerlemenin önündeki ana engeli İslamiyet olarak görmüş ve dine savaş açmışlardır. Oysa İslamiyet özünde en az namaz, hac vd. vazifelerimiz kadar dürüstlükten, çalışkanlıktan ve erdemli insan olmaktan bahseder. O yüzden çocuklarla başladığımız “Allah biz Müslümanlardan neler yapmamızı ister?” sorusuna şöyle devam ediyoruz..

- Allah bizden namaz, oruç, zekat, hac, kurban kadar..

- yalan söylememizi.

- Dürüst olmamızı,

- Çalışkan olmamızı,

- Kimseye zarar vermemizi,

- Kötü ve çirkin şeylere bakmamızı,

- İnsanlara yardımcı olmamızı da ister..

  12.04.2007

© 2021 karakalem.net, Öznur Çolakoğlu Cam



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut