Bursa lodosu

LODOS ESTİ, tozu toprağı savurdu havaya… Kasavet kapladı göğe, güneş görünmez oldu… Görünen yağmur yakındı, sıkıntı sıkleti sökün etti döküldü damlalar… Toprağa damlayan her damla bahar müjdecisiydi; çiçekler solmayacak umutlar sönmeyecekti… Günün sonuna kadar sürdü sevinç yağmuru…

Akşam başka bir perde açıldı, gündüzü örttü gece… Geç değil 47 yıl önce içmişti ölümsüzlük iksirini… Her 23 Martta ölmemişliğini anlıyorduk anışımızla… Açtığı yolu alkışlıyordu ölmemiş kalpler, sönmemiş akıllar, susmamış vicdanlar; konuşan fıtrat hakikatiydi çünkü… Koşuyordu hakikat âşıkları peşi sıra, sıra dağlar gibi imanına yetişmek mümkündü müydü? Feragatini, adaletini, hikmetini, şefkatini anlamak, nebevi mesleğini, Kur’ani hizmetini idrak etmek karanlık asrın bahtiyar insanlarına mahsustu…

O anılmak ve anlaşılmak istemiyordu, anlamamız gereken “Kur’an’ın talimiyle ve nuruyla ve Resul-i Ekrem (a.s.m.) dersiyle” dillendirdiği hakikatleri kâinatla birlikte hayatımıza okumaktı…

Onu sevmek; nebevi mesleğiyle bezenmek, Kur’ani hizmetiyle hareket etmekti… “Hayat faaliyet ve harekettir, şevk ise matiyysedir” dersiyle durmadan imana çalışmaktı…

Kalbiyle Kur’an’dan aldıklarını kalbimize akıtıyor, öyleyse ele değil kalbe bakmak gerekiyor…

Sevgiyi verenin sevgisi adına seviyoruz onu… Şevkimiz, gönül denizinde yansıyan esma şavkından…

Şükrümüz, bizi iman nimetine eriştiren Rahman’a… Şikâyetimiz nefisten, şerir şeytandan, insi ve cinnilerinden…

Hamdimizi ilan ediyoruz gündüzde yağmurlar yağdıran, gecede nur yüzlü ve yüreklileri muhabbetle buluşturan Rahman ve Rahim’e…

Bir başkaydı Bursa… 23.Mart. 2007 de… Lodos süpürdü yağmur tozunu aldı şehrin, gecede nuraniyetle yağdı muhabbet… Nesiller nur selinde serinlendi… Şevk yağdı yüzlerden yüreklere, hamd damladı gönüllerden gözlere…

Bediileşti Bursa… Bediileşecek Bursa’lar… Toprağa düşen tohumun suyla buluşmasındandı coşku… Nur sular bahar belirtisiydi…

Acele etmiyoruz Üstadım bahar geliyor… Her ne kadar lodos esiyor, ortalık toz duman olsa da yağmurlar yakın… Nurla yıkanmayı bekliyor yeryüzü… Zulüm pislikleri süpürülecek yerin her yerinden… Beli kırılmış küfür kötürüm oldu kalkamıyor yerinden, fitne elleri, sefahat oyunlarıyla karıştırıyor kafaları kalpleri… Bir lodosluk canları kaldı… Biz muhabbet fedaisiysek zalimi sevecek değiliz ya

Gün olacak Bağdat’ta, Filistin’de Afganistan’da, Avrasya’da, Amerika’da göreceğiz baharın zuhurunu, huzurun doğuşunu…

Yaşasın şevk, ölsün yeis… Esin rüzgârlar esin, Rahmet yüklü nur bulutları getirin, getirin de yürek yangınlarını söndürün.

Cuma günü lodosla başladı yağmurla sürdü, nurla sükûna erdi… Gece pırıl pırıldı, ay doğmuş yıldızlar parlıyordu… Şehrin şehri ayinini gök gülümsüyordu… Selam, muhabbetle doğacak, nurla dolacak güne, günlere…

  26.03.2007

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut