Evladlarımızdan bizlere mektup var

Halil Köprücüoğlu

GÖKÇEADA İLKÖĞRETMEN Okulunda iken, Eğitim Psikolojisi Ders Kitabında, bir babanın evladına yazdığı harika bir mektup okumuştuk. Evladının, küçücük, yardıma, anlayışa ve sevgiye çok muhtaç olduğunu zaman içinde fark eden, kusurunu anlayan bir babanın itiraflarını ihtiva eden bir mektup. Öğretmen adayları olan bizlere ömür boyu lazım olacak örnek dersler veriyordu.

Bu gün ise idrakli, hassas bir evladın -Allah hepimize onun gibi evlat nasip etsin- anne ve babasına Evlilik Yıldönümü vesilesiyle yazdığı güzel bir mektubu size arz etmek istiyorum:

………………………………………………………………………………………

Vefakar, Cefakar, Canım Babam,

Çok Müsamahakar, Gerekli gördüğü zaman hiç çekinmeden evladından özür dileyen, Merhametli, Anlayışlı Babam,

Allah’a ne kadar şükretsem azdır sizin gibi bir anne baba nasip ettiği için. Bunu ne kadar az belli etsem de bu benim için hep aynıdır. Sana kızgın davrandığımda sakın yanlış anlama, bu o zamanki kırıklığım, ruh karmaşamın neticesidir.Hakkını helal et.

Benden hiç emeğini eksik etmedin. Altı yedi yaşlarında kaşıntıdan öldüğümde her yerime ilaçlar süren; bana bebeğim için etekler, yorganlar, yastıklar diken; Ulupark’ta saatlerce sallayan, sırtından indirmeyen; sabahları okulun duvarından beni kucaklayıp bahçeye bırakan, ben mastika oynarken beni gizlice seyreden, saatlerce bıkmadan ders çalıştıran; hastalandığımda başımdan ayrılmayıp gerekirse sabahlara kadar ayrılmayıp bana dualar eden, Cevşenler okuyan, ”Ben yanındayım, Allah senin ağrılarını bana versin” diye dua eden; bana beşikler yapan, saatlerce, aylarca ayaklarında ninnilerle sallayan, oyuncak hamurlarla bana çanak çömlek yapan; sabahları başucuma notlar bırakan, beni ve kardeşimi dizlerine oturtup Engürü, Mengürü masalları anlatan, dolapların içine saklanıp bizi korkutan, bizimle atçılık oynayan, bizim için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan; sabahlara kadar uykusuz kalıp dönem ödevlerinde yardım eden, ördekli resimler yapan; sürpriz çantalar, bebekler alan; motorların arkasında, bisikletlerin arkasında pikniklere götüreceğim diye ayak patlatan; yiyecekler hazırlayıp, hep bizim sevdiğimiz yemekleri yapıp bizi ihya eden, yemek yemediğimiz zaman üzülen, Temel Reis hikayeleriyle çuf çuf diyerek uçak gibi, kuş gibi yapıp lokmaları, ekmekleri küçük küçük koparıp yağ, peynir koyup ta bize oynata oynata yediren; sınıfta kaldığımız zaman kızmayan, dizlerimiz ağrıdığı zaman bizi kucağında taşıyan, biz üzüldüğümüzde üzülüp, sevindiğimizde sevinen canım Annem ve Babam...

Daha yazsam yazılır. Yirmi yılın adı var, kendi yok. Bu 20. yaşımın bitip 21.ye bastığı günde ve sizin evlilik yıldönümünüzün 21. yılında güzel bir hediye almak istedim. Siz daha iyilere layıksınız biliyorum ama, benim imkanım buna elverdi, ben de beğeneceğinizi umarak aldım. Kalbim hep sizinle.

Allah inşallah her ikinize iki cihan saadeti nasip eylesin. Uzun sağlıklı hayırlı ömürler versin. Her ne kadar siz “iyi bir anne baba olamadık” deseniz de benim için sizden iyisi yok. Mekanınız cennet olsun.

Berdâim duacınız

Duanıza muhtaç Kızınız

H.G.K

………………………………………………………………………………………

Beni çok büyük zorluklarla dünyaya ve Allah’ın izniyle bu günlere getiren. Merhametiyle şefkatini hiç üstümden eksik etmeyen, Canım Annem,

Ana başta taç imiş, ne kadar yaşlansa da insan, anaya muhtaç imiş.

Bir çok insanın evladından esirgediği samimi dostluğunu, benden esirgemediğin için Allah senden razı olsun, Mekânın ebedi cennet, ömrün uzun, hayırlı olsun.

(Dualarını eksik edersen mahvolduğum gün olur. Dualarını üstümden eksik etme.)

Sana daim duacı olan,

Seni canından çok seven

Kusurlu Kızın.

H.G.K.

  27.09.2006

© 2021 karakalem.net, Halil Köprücüoğlu



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut