Fedakâr eşek ile tembel öküz

KÖYLÜNÜN BİRİNİN bir eşeği ve bir öküzü varmış. Aile fertleri gibi bu iki hayvan da toprakların işlenmesinde, malların taşınmasında çalışırlarmış.

Yoğun tempolu işler arasında, öküze biraz daha fazla iş düşermiş. Toprağı sürmede köylü eşeğiyle değil, öküzüyle çalışırmış. Sabanı öküze bağlar, sabahın köründen akşamın alacakaranlığına kadar tarlalarda bir o tarafa bir bu tarafa gider, sert toprağı böyle sürer, ekermiş.

Eşeğini ise daha çok haftada bir gün kurulan kasaba pazarına gitmede kullanırmış. Pazarda satacağı ürünlerini sepetlerle eşeğe yükler, sonra da kasabadan tuz, yağ, şeker gibi köyde bulunmayan malzemeler satın alarak köye geri dönermiş. Böylece eşek haftada bir kez kasabaya yük taşırmış.

Öküz, eşeğin bu rahatlığını fena halde kıskanırmış. Akşamları ahırda karşılaştıklarında öküz günün yorgunluğuyla inler, eşeğe az çalıştığı için sitem edermiş.

Yine böyle çok yorgun geçen günün ardından öküz hayatından şikâyet ederken eşeğin aklına bir numara gelmiş:

“Bir fikrim var dostum. Biraz sonra sahibimiz bize saman getirecek. Sen hiçbir şey yeme. Hatta ayakta da durma. Samanların arasına çök, başını da yere koy. Seni hasta oldu sanacak ve yarın seni rahat bırakacaktır.”

Gerçekten de eşeğin tahmin ettiği gibi olmuş. Köylü öküzün hasta olduğunu düşünüp ertesi gün onu tarlaya götürmemiş. Ama işlerin de yürümesi gerektiğinden eşeği işe koşmuş.

“Öküzün hakkı varmış. Gerçekten de bu iş dayanılacak gibi değil,” diye düşünmüş eşek.

Ama bir günlük dinlenmeyi öküze çok görmeyecek kadar da iyi niyetliymiş.

Akşam eve döndüğünde öküz yine yerde yatıyormuş. Anlaşılan, dinlenme çok hoşuna gitmiş ve öküz bu numarayı sürdürmekte kararlıymış.

Eşek üç gün öküzün yerine işe gitmek zorunda kalmış. Sonunda akşam eve geldiğinde öküze şöyle demiş:

“Bana bak dostum! Pek üzerime vazife değil ama, bugün duyduğum birşeyi sana anlatmak isterim. Bugün bizim sahibimiz tarla komşusuyla konuşuyordu. Ona ne dedi biliyor musun? ‘Şu bizim miskin inek yarına kadar iyileşmezse kesip etini satacağım! Başka türlü hayrını görmüyorum.’ Ayağını ona göre denk al!”

Öküz korkudan öyle bir böğürmüş ve gürültüyle sıçramış ki, köylü ahırda neler oluyor diye gelip bakmak zorunda kalmış. Öküzünü de ayakta görünce sevinmiş.

Ertesi gün de öküzü işe koşmuş.




(Arap halk hikâyesi)

  30.08.2006

© 2021 karakalem.net



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut