Dolmayan çanak

BİR KRAL sabah gezintisi sırasında bir dilenciye rastlar.

“Dile benden ne dilersen” der.

Dilenci güler ve:

“Sanki dileğimi gerçekleştirebilecekmiş gibi, soruyorsun!” cevabını verir.

Kral dilencinin bu küçümseyici tavrından alınır.

“Elbette” diye karşılık verir. “Her dediğini yerine getirebilirim. Sen söyle hele; ne istiyorsun?”

“Söz vermeden önce, iki kere düşünün kralım” der dilenci.

Kral kendinden emindir:

“Ne istersen verebilirim. Ben güçlü bir kralım. Yerine getiremeyeceğim hiçbir dileğin yoktur.”

Bunun üzerine dilenci, çanağını uzatıp, krala:

“Şu çanağı herhangi birşeyle doldurabilir misin?” diye sorar.

Kral kahkaha atar ve vezirine çanağı altınla doldurmasını emreder.

Çanak dolup taşmakta ve anında boşalmaktadır. Paralar buhar olup uçmaktadır sanki.

Kralın gururu incinir.

Ve, bir dilencinin çanağını doldurmaktan aciz kaldığı kulaktan kulağa yayılır.

Gitgide, pırlantalar, elmaslar, yakutlar akıtılır çanağa. Ne var ki, çanağın dibi yoktur sanki... Yer, yutar; ama boş kalır.

İmparator yenik düsmüstür. Dilenciye yakarır:

“Tamam, sen kazandın. Dileğini yerine getiremedim, ama ne olur bana çanağın neden yapilmış olduğunu itiraf et.”

“Çok basit” der dilenci. “İnsanın arzu ve isteklerinden...”




(yazarı bilinmiyor)

  30.08.2006

© 2021 karakalem.net



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut