Sorular

Nasıl Haşir Bir Anda Zamansız Varediliyor?

HAŞİR MÜNÂSEBETİYLE bir suâl:

"Kur'ân'da mükerreren; hem fermanları gösteriyor ki, haşr-i âzam, bir anda zamansız vücuda geliyor. Dar akıl ise, bu hadsiz derece hârika ve emsâlsiz olan meseleyi iz'an ile kabul etmesine medâr olacak meşhud bir misâl ister.

Elcevap: Haşirde, ruhların cesedlere gelmesi var, hem cesedlerin ihyâsı var, hem cesedlerin inşâsı var.

"Üç Mesele"dir.

BİRİNCİ MESELE: Ruhların cesedlerine gelmesine misâl ise, gayet muntazam bir ordunun efrâdı istirahat için her tarafa dağılmış iken, yüksek sadâlı bir boru sesiyle toplanmalarıdır. Evet, İsrâfil'in borusu olan Sûr'u, ordunun borazanından geri olmadığı gibi, ebedler tarafında ve zerreler âleminde iken ezel cânibinden gelen hitâbını işiten ve ile cevap veren ervâhlar, elbette ordunun neferâtından binler derece daha musahhar ve muntazam ve mutîdirler. Hem, değil yalnız ruhlar, belki bütün zerreler dahi bir ordu-yu Sübhânî ve emirber neferleri olduğunu, katî bürhanlarla Otuzuncu Söz ispat etmiş.

İKİNCİ MESELE: Cesedlerin ihyâsına misâl ise; çok büyük bir şehirde, şenlik bir gecede, birtek merkezden, yüz bin elektrik lâmbaları, âdetâ zamansız, bir anda canlanmaları ve ışıklanmaları gibi, bütün küre-i arz yüzünde dahi, birtek merkezden yüz milyon lâmbalara nur vermek mümkündür. Mâdem, Cenâb-ı Hakkın, elektrik gibi bir mahlûku ve bir misafirhânesinde bir hizmetkârı ve bir mumdârı, Hàlıkından aldığı terbiye ve intizam dersiyle bu keyfiyete mazhar oluyor. Elbette, elektrik gibi binler nurânî hizmetkârlarının temsil ettikleri hikmet-i İlâhiyenin muntazam kanunları dairesinde, haşr-i âzam tarfetü'l-aynda vücuda gelebilir.

ÜÇÜNCÜ MESELE Kİ: Ecsâdın def'aten inşâsının misâli ise; bahar mevsiminde birkaç gün zarfında nev-i beşerin umumundan bin derece ziyâde olan umum ağaçların bütün yaprakları evvelki baharın aynı gibi birden mükemmel bir sûrette inşâları ve yine umum ağaçların umum çiçekleri ve meyveleri ve yaprakları, geçmiş baharın mahsülâtı gibi, berk gibi bir süratle icadları; hem o baharın mebdeleri olan hadsiz tohumcukların, çekirdeklerin, köklerin birden beraber intibahları ve inkişafları ve ihyâları; hem, kemiklerden ibâret olarak ayakta duran emvât gibi bütün ağaçların cenazeleri bir emirle def'aten "ba'sü ba'de'l-mevt"e mazhariyetleri ve neşirleri; hem, küçücük hayvan tâifelerinin hadsiz efradlarının gayet derecede san'atlı bir sûrette ihyâları; hem, bilhassa sinekler kabîlelerinin haşirleri ve bilhassa dâimâ yüzünü, gözünü, kanadını temizlemekle bize abdesti ve nezâfeti ihtar eden ve yüzümüzü okşayan gözümüz önündeki kabîlenin bir senede neşrolan efrâdı, benîâdem'in dem zamanından beri gelen umum efrâdından fazla olduğu halde, her baharda sâir kabîleler ile beraber birkaç gün zarfında inşâları ve ihyâları, haşirleri, elbette kıyâmette ecsâd-ı insaniyenin inşâsına bir misâl değil, belki binler misâldirler.

Evet, dünya dârü'l-hikmet ve âhiret dârü'l-kudret olduğundan, dünyada Hakîm, Mürettîb, Müdebbir, Mürebbî gibi çok isimlerin iktizâsıyla dünyada icad-ı eşya, bir derece tedricî ve zamanla olması, hikmet-i Rabbâniyenin muktezâsı olmuş. hirette ise, hikmetten ziyâde kudret ve rahmetin tezâhürleri için maddeye ve müddete ve zamana ve beklemeye ihtiyaç bırakmadan, birden eşya inşa ediliyor. Burada bir günde ve bir senede yapılan işler, âhirette bir anda, bir lemhada inşâsına işareten Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyân, ferman eder.

-Onuncu Söz

  02.01.2004

© 2021 karakalem.net



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut