BU YAZI, sitemize de sirayet ettiği görülen ‘yaz rehaveti’ üzerine bir yazı değil. Kaldı ki, yaz deyince akla ‘rehavet’in gelmesinden de pek hoşnut değiliz.
Onun yerine, yazı, ‘düşünme’nin iki biçiminden biriyle hatıra getirmek bize daha anlaşılır geliyor.
Malum, düşünmenin bir ‘aktif’ biçimi vardır, bir de ‘pasif’ biçimi. Bir kitap okurken, bir mecliste bir konuyu müzakere ederken, yazmak üzere bilgisayar başına oturmuşken, ‘aktif düşünme’ halindedir insan. Ama bir akşam üstü deniz kenarında oturmuşken, bir tepeden gündoğumunu veya günbatımını seyrederken, mutfakta salata yaparken, salonda cam silerken, ütü yaparken, yürürken de düşünmektedir insan; ama düşünmenin ‘pasif’ biçimidir bu. Dahası, açık bir zihin, hayatı ve kitapları okumaktan yorulmayan bir göz, ibret almaya müstaid bir dimağ ile gününü geçiren bir insan için, düşünme eylemi uykuda dahi sürüyor olmalı, uyku halinde günün birikimi hafıza arşivinde yerli yerine konuluyor olmalıdır ki, Hz. Peygamber’in buyurduğu üzere, “Alimin uykusu, cahilin uyanıklığından daha hayırlıdır.”
Yazın da, özellikle tefekkür ve kalem erbabı açısından, fiilî üretkenliğin, diğer bir deyişle ‘aktif düşünme’nin zayıfladığı bir mevsim olmakla birlikte, ‘pasif düşünme’nin zirveyi bulduğu bir mevsim olduğu kanaatindeyiz.
Umuyoruz ki, yazın bitiminde, yazarlarımız, yeni bir heyecan ve yenilenmiş bir zihinle, taptaze düşünceler taşıyacaklar sayfalarına...
Yazarlarımız için geçerli olan bu ‘aktif rehavet’ ama ‘pasif düşünme’ durumunun, sitemiz yönetimi için de geçerli olduğunu bilmenizi isteriz.
Yaz aylarında, iki aydır aralıklarla tekrarlayan ‘server’ problemi yüzünden sitemizin yayınında yaşadığımız tıkanıklıkların da etkisiyle, yapmak istediğimiz bir dizi yeniliği sitemize aktaramadık. Ama ‘server’ problemini biiznillah aşmış olarak, yeni yayın dönemi için bir dizi yenilik hedefliyoruz.
Bu yeniliklerin ikisini, sevgili tasarımcımız, şu yaz rehaveti arasında dahi, uygulamaya koydu bile... İlki, her gün bir yazının yanında, günün koşuşturması ve yorgunluğu içinde ‘soluklanırken düşündüren’ öyküler sunan, ‘öyküevi’miz. www.karakalem.net’te, her gün en az bir yazının yanında, her gün bir öykü de yer alacak artık.
İkincisi, sitemiz yeni yazılarla zenginleşirken, ‘eskimeyen’ yazılarımızın ikibine yakın yazı arasında kaybolup gittiğini farkettiğimiz için başlattığımız, ‘7 gün 7 yazı’ projemiz. Bu proje ile, www.karakalem.net arşivinde yer alan yazılar arasından bir yazıyı yeniden anayüze taşıyor ve 7 gün boyunca anasayfada görünmesini sağlıyoruz. Web analizcimizin sağladığı istatistikler, daha şimdiden, bu düşünceyle isabet ettiğimizi gösteriyor bize. Sunduğu güzelliğe ve taşıdığı değere inandığımız, ama gerilerde kalmış nice yazı, bu vesileyle tekrar günışığına çıkıyor ve bir kez daha farkediliyor!
Gerek www.karakalem.net, gerek 1111.karakalem.net, gerek kitabevi.karakalem.net’te yapmayı planladığımız yeni değişiklikleri ise, peyderpey uygulamaya koyacağız.
Bu arada, Karakalem Yayınları bünyesinde yeni kitapların hazırlık çalışmalarının devam ettiğini; 5. sayısı çıkan dergimiz Karakalem’in 6. sayısında yepyeni bir muhteva ve görüntü ile sizlere merhaba diyeceğini şimdiden fısıldamış olalım.
‘Daha iyi’nin peşini bırakmayan, ‘daha da iyi’yi hedefleyen bir yayın yolculuğunda daima beraber olabilmemiz dileği, selam ve muhabbetle...
—Editör
