Hayatın Anlamı

Abdurreşid Şahin

HAYATIN ANLAMINI soruyoruz. İnsanız, sormadan yapamıyoruz. Aslında sadece hayatın, özelde hayatımızın anlamını değil aynı zamanda her oluşun anlamını da merak ediyoruz. Hatta her yaptığımızın bir anlamı olmasını derinden derine arzu ediyoruz.

Peki hayatın anlamını kimden soruyoruz ya da sormalıyız. Bizler hayatımıza kendimiz anlam katabilir miyiz? Ya da hayatın anlamını insan olarak kendimiz cevaplayabilir miyiz?

Hepimiz çok iyi biliyoruz ki bu hayata kendi isteğimizle gelmedik. Kimse bize bu hayata gelmek isteyip istemediğimizi sormadı. Zaten olmayan şeye de sorulmaz ki.

Evet bir zamanlar bizler yoktuk ve bu hayata getirildik. Bu dünyaya gelmemize biri karar verdi ve biz de o kararın neticesinde bu hayatı yaşıyoruz. Ve hayatımızın anlamını soruyoruz.

Bu hayatı biz kurgulamadık. İçine düştüğümüz kâinat ve zaman bizim tercihimiz değil. Biri bu kâinatı var etti ve bizi de içine attı. O biri, her kimse, kâinatı anlamlı yaptığı gibi, bizim hayatımıza da bir anlam yükleyip öylece bizi var etti. Bunu her şeyin bir anlamı olmasından anlayabiliriz. Söylemek istediğim şu: Madem bu hayatı ve özelde kendi hayatımızı kendimiz var etmedik. Bu hayata bir anlam yükleme çabası bizi aşan bir meseledir, diyorum. Hayatı veren kimse hayatın anlamını da verecek olan O olacaktır. Kendini bütün yönleriyle tanımaktan aciz olan insanın, kendi hayatının anlamını bilebilmesi mümkün görülmüyor. Yani insan kendi hayatına gerçek anlamını yükleyemez. Bu onu aşan bir mesele. İnsanın yapması gereken kendisini bu hayata getireni bulup hayatın anlamını O’ndan sorması gerekiyor. Zira bu soruya ancak o cevap verebilir. O, her kimse, bizi öyle yaratmış ki hayatın anlamını da bize sordurtuyor. Yani bu soruyu atlayıp geçemiyoruz. O soruya cevap bulmadan rahat edemiyoruz. Bu sorudan bigane kalmak da mümkün değil. Yani elimizde değil. Bizi var eden, soruları da bize sordurtuyor. Cevabı bulmadan da rahat bırakmıyor. Demek ki cevabı öğrenmemizi istiyor.

Bu da cevabın olduğunun götergesi. Cevap vermek istemeseydi, soru sordurtmazdı.

Burada önemli olan, bu soruyu kimden soracağımızdır. Hayatın anlamını hayatımıza anlam yükleyenden sormalıyız. O’ndan bağımsız olarak hayata anlam yükleme çabası boş bir uğraştan öteye gitmez. Bize sorularla hayatın anlamını buldurtmaya çalışan Yaratıcı hayatın anlamını kendisinden sormamızı istiyor. O zaman biz önce O’nu bulmalı ve hayatın anlamını O’ndan sormalıyız. O’nu bulamayan hayatına anlam veremeden gidecektir bu dünyaadan. Peki O’nu bulmak zor bir şey mi de insanlar bulmaktan kaçıyorlar. Peki O’nu bulmadan mutlu olmak mümkün müdür? Onun yerinde siz olsaydınız. kâinat genişliğinde duygular ve aletlerle donattığınız her yönüyle mucizevî harikalığa sahip bir eseri amaçsızca bırakıp kendinizi ona tanıtmadan başı boş bırakır mıydınız? Onu sizi tanıyabildiği halde size isyan edercesine yaptığı işlerinde mutlu kılar mıydınız? Onun sizin ona yüklediğiniz hayatın anlamını arayışını cevapsız bırakır mıydınız? Ya da şöyle sorayım: sevginizin bir nişanesi olarak sevgilinizin kapısına bir gül bıraksanız, sonra da onu kimin bıraktığına dair bir işaret bırakmadan gider misiniz? Ya da onun sizin yolladığımı bilmemesine müsaade eder misiniz.

Yaratıcı bize verdiği sayısız nimetleriyle kendini tanıtmak ve sevdirmek istemesine karşılık bizim onu bilemeyecek durumda olmamız söz konusu olamaz. O ne yapar yapar kendini bize bildirir. Yeter ki biz bilmek isteyelim. O halde bize düşen onu bulmak. Zira onu bulmadan bize bu düyada huzur yok. O’nu bulmalı ve hayatın anlamını O’ndan sormalıyız. Hayatına anlam katmak isteyen ve bu anlam için hayatını feda edercesine çabalayan insanın yapması gereken hayatın anlamını O’ndan sormaktır.

Hayatın anlamını ondan sormak gerektiği gibi yaptığımız her bir işin veya davranışın anlamlı olmasını istiyorsak, ki bunu herkez ister, doğru olan iş ve davranışın ne olduğunu da onadan sormalıyız. Eminim ki Mucib olan Allah bir iş yapmadan evvel yada bir davranış ortaya koymadan evvel ona yönelirsek bizi cevapsız bırakmayacaktır. Samimiyetimiz nisbetinde kalbimize hak olanı ilham edecektir. Yeterki biz duymak isteyelim. Net bir cevap alamıyorsak kalp ekranımızı şüphe kirlerinden ihlas ve marifetle temizlemeliyiz. Hakkı işitecek samimiyete ulaşmalıyız.

Rabbim hakkı hak bilip ona uyacak ve de batılı batıl bilip ondan sakınacak imana ve samimiyete bizi ulaştırsın inşallah.

  25.07.2006

© 2021 karakalem.net, Abdurreşid Şahin



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut