Kırkıncı Yılın Duası

Abdurreşid Şahin

İNSAN YAŞLANDIKÇA nefis gençleşirmiş. Kırkını aşanlar bunu daha iyi bilir. İradenin zayıfladığı bu dönemde nefsin hücumunu daha şiddetli hissedersiniz. Gençliğin meyvelerinin toplandığı dönemdir bu yaşlar ve zahiren ektiğimizi değil de içsel olarak ektiğimiz tohumları biçeriz. İçimizdeki dünya hırsı iyice depreşir. Bastırdığımız zaaflarımız depreşir, kontrolden çıkar. Terbiye edilmeme nispetinde hisler aklı dinlemez olur. “Son fırsat” endişesi kemirir yürekleri. Kısacası Allah’ın rahmet ve keremine daha çok ihtiyaç duyulan bir dönemdir kırklı yaşlar. İşte o dönemin eşiğinde kalbimin tercümanı olan sözleri belki bu fakire bir dua ile muavenete vesile olur niyetiyle aşağıdaki duayı sizlerle paylaşmak istedim.

Sen bizi çağırmaktasın Rabbim, biz Sana doğru yürüyoruz. Senden geldik ve yine Sana rücu ediyoruz. Senin davetine uyduk ve bizler için hazır ettiğin ebedi hanene yöneliyoruz. Bu dünyada da senin misafiriniz. Bizi şanına yakışır tarzda ağırla. Sen cud ve kerem sahibisin. Edepsizliklerimizden yüz çevir, rahmetine bırak onları. Adaletinle değil, gufranınla bak günahlarımıza.

Rabbim! Ben Sana doğru giderken dikenli yollardan geçmekteyim. Dikenler beni alıkoymakta. Yoluma engeller koyup geçiktirmekte beni. Aklım karıştırmakta yolları. Nefsim buz koymakta, hevesim sağa sola dil çıkarıp kaydırmakta beni. Biliyorum, temiz değilim. Seni kalbimdeki hanene çağırmaya utanıyorum. Fakat yine de edepsizlik yapıp çağırıyorum Seni. Lütfet, bu ahir zaman yorgunu kulunun günahlarından geç de, kalbi senin ziyaretine hazır olsun.

Senin davetine uyup beytini ziyaret etmiştim. Davete icabet farz deyip temizlenmeye gelmiştim. Sen de beni cömertliğinle ve kereminle utandırmıştın. Bana layık olmadığım nice ihsanlarda bulunmuştun. Davetimi reddetmeyip Arafat’ın o mahşeri kalabalığında fakir hanemi ziyaret etmiştin. Rabbim, o gün yaşadıklarımı kırk yıla değişmem. Senin rahimiyetinle dünyaya ve insanlara bakmıştım da sadece Senden affedilmeyi isteyenleri değil acaba beni affeder mi, ben ona isyan edip durdum diyenleri ve hatta...... ve hatta nicelerini affedeceğini, rahmetinin sınır tanımadığını görmüştüm ve o rahmete inatla sırt çevirenlere şaşmıştım.

Rabbim! O rahmete şimdilerde daha çok ihtiyacım var. Hayatımın son baharına, belki kışına adım attım. Tutunacak dalım artık fiilen de kalmadı. Gücüm tükendi, soluğum kısaldı. İradem zayıfladı, tenim pörsümeye başladı. Hâlâ kendini genç sanan nefsime karşı koyacak gücüm yok. Dünyayı sarmış olan maddiyunluk ve suretperestlik taunu etrafımı da sarmış durumda. Saçıma, sakalıma düşen ak saçlar ve gönderdiğin nurlar dışımda bana nasihat eden pek kalmadı. Her şey nefsimi çağırıyor.

Bana yardım et. İrademin zayıfladığı ve içimdeki ukdelerin ayak dirediği bu aciz halime merhamet eyle. İçindeki putları yıkıp zaman zaman Senin hanen olan kalbimi ziyarete gel. Teselliye muhtaç ruhum Seninle ünsiyet etsin. Rabbim, biliyorum ben senin ihsanlarını hak edecek bir şey yapamadım. Vermiş olduğun birçok ihsanın da kadrini bilemedim. Emanette hıyaneti çok işledim. Sana vazifesini yapmış bir memur olarak gelmeyi çok isterdim; maalesef bunu söyleyebilecek bir delilim de yok. Günah ve isyanlarımdan başka kendimde bir şey göremiyorum. Fakat gidilecek başka bir yer de bilmiyorum. Nereye gidebilirim ki. Söyle, senin olmadığın bir yer söyle de oraya gideyim. Ama o zaman da ben yok olurum. Sana gelen olmam. Ben, Senin beni azarlayıp gazap etmeni, yok olmaya yeğlerim. Gayrı sen bilirsin, Sana yakışanı yap senden gelen şer olmaz. Narın da hoş nurun da hoş. Dilediğin yere koy beni, zira bende bana ait olan bir hayır yok ki onu sahipleneyim. Bana sorarsan beni senin rahmetinin bol olduğu bir yere koy derim. Rahmetinle, kereminle olmadığın bir yere koyma beni. Zira ben bende var olan her şeyimle seninim. Senin olanı benden kabul et. AMİN

  19.07.2006

© 2021 karakalem.net, Abdurreşid Şahin



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut