BİR ÖNCEKİ ‘Editör’den’ yazımızı okuyanlar, 1111.karakalem.net’te yazıların ‘sansürsüz’ niteliğine dair vurgumuzu da sanırım hatırlayacaklardır.
Bu, bizim için, bilinçli bir tercihti. Çünkü, yine bir önceki yazımızda belirttiğimiz üzere, “1111.karakalem.net’in editoryal kadrosu, mü’minlerin vicdanına güvenmekte; mü’minlerin ‘farklı düşünme hakkı’nı savunmakta; tekçiliğin ihtilafı, çoğulculuğun ise ‘ortak akıl’da buluşmayı netice vereceğini düşünmekte ve ‘söyleşip paylaşarak çoğalacağımıza’ inanmakta” idi.
Dün böyle düşünüyor olduğumuz gibi, bugün de böyle düşünüyoruz. Allah’ın izniyle, yarın da, doğru bildiğimiz bu çizgide yürüme azmindeyiz.
Mü’minlerin farklı düşündükleri halde bu farklılığı saklayarak, farklı fikirle yüzleşmekten çekinerek, farklı fikir karşısında kendi fikrini gözden geçirme gibi bir imkândan mahrum kalarak çok güçlü entellektüel adımlar atabileceklerine ihtimal vermiyoruz.
Bu bakımdan, 1111.karakalem.net’in takipçileri, bir mü’min kalemden çıkan, ama sitemizin editoryal kadrosunun muhtevasına ve/veya üslubuna katılmadığı bir yazının da burada yer aldığını bugüne dek gördükleri gibi, bundan sonra da göreceklerdir.
Diğer bir deyişle, editoryal kadromuz, sitemizde yayınlanan her yazıyla ‘hemfikir’ olmama hakkına sahiptir. Bu kabil yazılar, hakaret içermediği sürece, bu sitede yer alabilecektir.
Ama öte taraftan, bu yazıların yer alabilmesine açıklık, özellikle böylesi yazıları tercihe şayan bulduğumuz anlamına gelmiyor.
Bu bağlamda, özellikle ‘polemikçi’ yazıların 1111.karakalem.net’in ruhuna, muhtevasına ve site takipçilerinin karakalem.net yazarlarıyla ilgili yazı beklentilerine pek de uygun düşmediği kanaatimizi belirtmek isteriz.
‘Polemik’in yazı dilindeki anlamı bellidir. Her yazı bir tartışma üretebilir, üretmesi de beklenir, ama polemik özellikle ‘tartışma üretme’ kasdıyla yazılmış yazıdır. ‘Polemikçi yazar’ denildiğinde de, kastedilen, ‘yazıları tartışılan yazar’ değil, ‘tartışma üreten yazar,’ dahası ‘tartışma üretmeye niyet ederek yazan yazar’dır.
Nitekim, basın dünyamızda dün polemikleriyle ünlü yazarlar zuhur ettiği gibi, bugün de özellikle polemikçi bir dili tercih eden yazarlar vardır. Özellikle gazeteler ve bir kısım dergiler sözkonusu olduğunda, kadroda en az bir polemikçi yazarın varlığı özellikle tercih olunmaktadır.
Buna karşılık, www.karakalem.net, ve onun bir uzantısı olarak 1111.karakalem.net, farklılığa açık, eleştiriye açık, özeleştiriye açık bir site olarak var olmakla birlikte, akıl-kalb birlikteliğini esas alan bir çizgide doğdu ve bugüne dek bu çizgide ilerledi. Bu çizgiyi tercih ederken, ‘polemik üretme’nin cazibesinden habersiz değildik, yine de polemikçi bir dil hiçbir zaman karakalem.net’in ‘ana dili’ olmadı. www.karakalem.net’in okuyucu profilinin genişlemesinin ‘polemikler’ yoluyla olmasını hiçbir zaman istemedik, tercih etmedik. Eleştirel bir duruş, karakalem.net’te her zaman geçerli oldu, eleştiriye de hep açık durduk; ama ‘polemik’ten de hep uzak durduk.
www.karakalem.net’in ve alt-sitemiz olarak 1111.karakalem.net’in polemiğe en ziyade imkân veren gündelik siyasetten uzak bir duruşu tercih etmesi de bu sebeptendi. Sitemizi takip edenler, sitemizde yer alan yazıların ‘siyaset’e dair bir duruşu da içerdiğini sanırım rahatlıkla görebilmektedir (özellikle sevgili Refik Yıldızer’in yazıları, keza Mücahit Bilici”nin “İslâmcılığın Müslüman Milliyetçiliğinden Öteye Bakiyesi Nedir?” yazısı, yahut bu satırların yazarının “Devletliler ve Devletçiler” yazısı, bunun örnekleridir).
Ancak izleyicilerimizin rahatlıkla görebilecekleri bir diğer nokta ise, bir kez daha vurgulayalım, karakalem.net’in ‘gündelik siyaset’ten veya ‘siyasî polemikler’den kendisini uzak tuttuğudur.
Ki bu da, bizim için, bilinçli bir tercihtir.
Her iki durumun yazar kadromuz, keza sitemiz takipçilerinin büyük kısmı tarafından zaten görülmekte olduğunu düşünmekle birlikte, böyle bir tavzihatı yine de yapma ihtiyacı hissetmiş bulunuyoruz.
Sanırız, yazarlarımız da, izleyicilerimiz de bu hassasiyetimize anlayışla yaklaşacaklardır.
Selam ve sevgiyle...
—Editör