BİZ NEYİZ - NE DURUMDAYIZ

Halil Köprücüoğlu

GELİN AŞAĞIDAKİ soruları kendimize sorup, durumumuzla ilgili önemli bir değerlendirme yapalım.

  1. İnsan, kainat ve hayat telakkileriniz nedir, ne düşünüyorsunuz? Kime, neye inanıyorsunuz? Bu değerlendirmelerinizde ne kokuyor. Ağırlık dünyevî mi, uhrevî mi. Bir tehlikeli kaza geçirseniz, kurtulunca “Şunları alamamış, şunları yiyememiş, şunları kazanamamıştım” diye mi hayıflanırsınız. Yoksa ahiret ağırlıklı mı düşünürsünüz. Hakiki saadet orada deyip oraya mı önem vermeye karar verirsiniz. Veya filan şarkıcı gibi sapına kadar yaşamayı mı esas alırsınız? Dağların yüklenmekten kaçtığı vazifenizin, farkında mısınız?

  2. En çok kimi ve neyi seviyorsunuz ? Hiç düşünmeden çabuk cevap verin. Ama kalbinize vicdanınıza sorun. Bir refleks halinde din, iman; Allah, Muhammed mi diyorsunuz; yoksa eşinizin, torununuzun, arabanızın, kendinizin adı mı ağzınızdan dökülüyor; içinizden fısıldanıyor. Bunu bir değerlendirin.

  3. En çok kimden korkuyorsunuz? Zihninizi çok karıştırmadan, düşünmeden realiteyi söyler misiniz. Arabanıza ateş edilse, anarşistler yolunuzu kesse, elbette çok korkarsınız. En azından bu korkunun şiddeti kadar Allah’tan da korkar mısınız.

  4. En önemli gayeniz, hedefiniz nedir? Ana paradigmanızı tespit ettiniz mi. Kalbinize sorup, oraya bakar mısınız.

  5. Günahlara ne kadar direniyorsunuz, onlara ne derece karşısınız. Onlardan ne kadar korkuyorsunuz ? Mesela ahirete ait bir muhasebe defteri tutmayı düşündünüz mü, günlük, haftalık, aylık, senelik uhrevî muhasebenizi tutuyor musunuz.

  6. Sevap işlemeye, hayır yapmaya arzunuz, meyliniz ne kadar var ? Ne kadar önem verirsiniz. Bu konulara ait program yaptınız mı. Olsa da, olmasa da; Ayet-i Kerimeye uyarak muhtaçlara gücünüz kadar verir misiniz.

  7. Dostlarınız kimler. Allah dostları mı, O’nun dediklerin yapan, takva kişiler mi. Yoksa dünyaya talip olanlar mı? Burada ölçünüz dış güzellikler, makam ve zenginlikler mi; yoksa bunlar olmasa da takva, ahlaklı oluş, nezaket, imanlılık mıdır. Her ikisinin olması nurun ala nur. Fakat sizin için öncelik nedir. Hiç düşündünüz mü ?

  8. Nefsinizin her istediğini yapar mısınız? O’na esir gibi misiniz? Onunla mücadele eder misiniz? Zarar veya menfaatiniz çok olsa da, davranışlarınızı muhakkak kutsî me’hazler mi belirler. Yoksa menfaatleriniz mi? Sizin muharrik ve ölçünüz nedir?

  9. Endişe ikliminizde neler dolaşıyor? Vehmimiz hangi zeminlerde cevelan ediyor ? En çok nelerden endişelisiniz, zihninizi en çok meşgul eden endişe nedir? Fakirlikten mi korkuyorsunuz; isyankar, günahkar olmaktan mı? İyi yaşayamamaktan mı, yoksa imansız göçmekten mi ?

  10. Bir faaliyet esnasında arkadaşlarınıza öncelik verir misiniz? İmamlık şerefini onlara bırakmayı düşünür müsünüz? Bunu hemen, refleks olarak mı yaparsınız; yoksa biraz düşünüp,

    içinizden birazcık da olsa bir mücadele yaptıktan sonra mı gerçekleştirirsiniz. Bu tür işlerinizi “fitri amelin ölümü olan” NİYET ile mi yaparsınız. Yoksa ilk tepkiniz, fıtri meyilleriniz mi böyledir. Kendinizi hiç denediniz mi ? Korkmayın, bir deneyin.

  11. Aklınızdan en fazla neler geçiyor? Hafızanızı en çok nelerle doldurmuşsunuz. Münker ve Nekir sorularını sormaya başlarsa kasetlerden neler dökülür. İman zaafında olan ve sekeratta bulunan zavallı bir ustanın dediği gibi :”Harç ver, taş ver” mi dersiniz? Yoksa her şeye hakim olarak, gerekli doğru cevabı verir, seminer verir gibi, konferens yapar gibi anlatır, döktürürüz müsünüz. Bu konuda kendinize ne kadar güvenirsiniz.

  12. Hayal alemimizde neler yazılı. Rüyalarınızı neler işgal ediyor ? ”Rorşah Mürekkep Lekesi”ne baksanız neler görürsünüz ? Zihninize neler gelir.

  13. O’nun yarattıklarına karşı şefkatli misiniz, yoksa zalim mi ? Yakınlarınızın, hatta sıradan insanların yanlışlarına, hatalarına nasıl tepkiler veriyorsunuz ? Af ve savf ile aranız nasıldır.

  14. Vefa duygularınız ne alemde? Ailenizin fertlerini, arkadaşlarınızı arar mısınız. Onların dertleriyle, hastalıklarıyla ilgilenir misiniz. Onlarla ciddi dertlenir misiniz? Sizinle imana gelen birisi için “sahralar dolusu kırmızı koyun tasadduk etmek “ gibi hayır kazanmanın yanında; sizin yüzünüzden İslam’dan, dairemizden veya faydalı faaliyetlerden kopan birisi için de hesaplarınızdan çok daha fazla “ kırmızı koyunları kaybettiğinizin” farkında mısınız. Böyle olmamak için ne kadar dikkatlisiniz. Ne kadar korkuyorsunuz. Böyle kusurlarınızı düzeltmek için, planlarınız var mı?

  15. Bir şeyler yerken, lezzetlere muhatap olduğunuzda, fıtri olarak hemen şükretmeye meyleder misiniz ? Nimetlere hakkiyle şükretmeyi biliyor musunuz? Tabi önce etrafınızdaki nimetlerin farkında mısınız? Onu söyleyin. Her şartta, her halükarda şükredecek kadar nimetler içinde olduğunuzu fark edebiliyor musunuz? Yoksa siz de “Her gün bıldırcın eti ve helva yemekten bıktık “ diyenler gibi, hep üff..., püff... diye inler durur musunuz. ”Ayağımı yerden kesti, yağmurda ıslanmaktan kurtulduk.”diyerek, eski de olsa, basit de olsa arabanız olduğuna samimi olarak şükreder misiniz. Yoksa her seferinde bir üst model hayaliyle yaşayıp ondan memnuniyetinizi ifade etmeyi hiç aklınıza getirmez misiniz? Kendinize bir sorun.

  16. Nazarınız çevrede dolaşırken, yaratılanlara bakarken, kalbinizde ne gibi manalar teşekkül ediyor, dilinizden neler dökülüyor.? Bir çiçekle, bir yıldızla konuşur, onları tebrik eder misiniz. Onların tesbihatlarını duymaya, anlamaya çalışır mısınız. Hangi sohbetlere can atıyor, hangilerinden kaçıyorsunuz. Ne zaman ve hangi şartlarda sıkılıyor, uyukluyor; hangi şartlarda canlanıyorsunuz? Realitenin farkında mısınız. Bunu bir kere düşünerek ifade eder misiniz.

  17. Namazı, aşığın maşuğunu beklediği gibi bekler misiniz. Yoksa “ Önce namazı aradan çıkaralım” mı dersiniz. Namazda, hakikaten ayrı bir boyuta geçebiliyor musunuz? Tam huzura ulaşabiliyor musunuz? Lezzet alabiliyor musunuz? Ondan, bir rehabilitasyondan geçmiş gibi rahatlayarak ayrıla biliyor musunuz. Mesela :”Saat, namaz vaktini göstermek içindir .” diyen birisini ibret almak, takva yaşamak için mi değerlendirirsiniz; yoksa onunla “ne kadar sofi “ deyip, alay mı edersiniz.

  18. Namazı kaçırırsanız ağlayacak kadar üzülür müsünüz ? İçinize sıkıntılar, hafakanlar basar mı ? Yoksa hiç endişe etmez misiniz?

  19. Bir günah işlediğinizde haliniz nasıldır. Vücudunuzdan terler boşanır mı. Üstünüze adeta sıcak sular dökülür mü . Hemen tövbe eder misiniz. Tekrar tekrar tövbe eder, ağlar mısınız. Kesin bir kararlılıkla bir daha yapmamaya söz verip, pişmanlık duyar mısınız.

  20. Bu alem-i kevnü fesatta her şeye rağmen ehl-i dünyaya göre daha mesut olabiliyor musunuz?

  19.04.2006

© 2021 karakalem.net, Halil Köprücüoğlu



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut