KENDİNİ TANIMA SERÜVENİ – 1

“TESLİM OLANLAR, işte onlar rüşt’ ü (olgunlaşmayı) arayanlardır.”
Cin : 14


“Kendini bilen Rabbini bilir.” buyurur nebevî ferman.
Kendini yani insanı tanımak, başlı başına bir muamma..
Evrene, içindekilerle birlikte muhatap olmak kadar zor ve meşakkatli..
Değil mi ki insan, kâinatın küçültülmüş bir örneği ve meyvesidir.
İnsanı bihakkın tanıyan, âlemlerin Rabbini de hakkıyla tanıyacak demektir.

Yaratıcı’ nın en güzel isimlerinin içerisinde
En büyük ve kapsamlı isim,
İsmi Âzam olarak da nitelenen “Rahmân” ismidir.
Beyaz ışık, nasıl ki diğer tüm renkleri içerisinde barındırıyorsa,
Rahman ismi ve Rahmâniyyet sıfatı dahi beyaz ışığa benzer.

“Allah ” ifadesi, Yaratıcı’ nın özel ismidir.
Kendi kendine (c.c) O ismi vermiştir.
İnsanın da özel ismini bir kenara bırakırsak,
En büyük ismi “insan” olmak,
En kapsamlı sıfatı da “insaniyet” vasfıdır.

Nasıl ki Rezzak (rızık veren) ismi,
Rızkın her türlüsünü netice vermişse,
Rahmân (her şeye merhamet eden) ismi de,
Yaratılan bütün varlık âlemi içerisinde
İnsanı netice vermiştir.
Yaratıcı’ nın en büyük vasfı olan Rahmaniyyet dahi,
Yeryüzünün halifesi ve yaratılmışların en gelişmişi olan
İnsaniyeti şekillendirmiştir.

Her şeyi çepe çevre kuşatan rahmettir.
Evrende rahmetin cereyan etmediği tek bir fiil,
İçine almadığı tek bir oluşum gösterilemez.
Rahmetin kudret ile fiile dökülüp akışı ise,
“Rahmaniyyet” in ta kendisidir.
Özünde Rahman ( her şeye merhamet eden ) ismine bakan,
Kaynağını ondan alan insan hayatı,
Kâinatta cereyan eden Rahmaniyyet’ ten kopuk olursa,
Gerçek mahiyetini bir türlü bulamaz.
Birer rahmet aynası olan varlık âlemiyle ters düşer.
Yaratılmışların beddualarıyla hayattan uzaklaştırılır.
Çürümüş, mahiyeti bozulmuş, abes bir meyve olarak
Şu dünyadan göçüp gider..

Rahman ismi,
Gölgesinde diğer tüm kutsal isimleri barındırdığı gibi,
İnsanın da insan olmanın gereklerini yerine getirebilmesi için,
Kendisine verilen ve bünyesine entegre edilip donatılan
Duygularını, bilme ve kavrama yeteneklerini, hislerini..
Allah adına çalıştırıp,
O’ nun (c.c) güzel isimlerini,
Eylemlerine, söylemlerine, hayatına, kalbine, vicdanına, aklına..vs
Nakşetmesi gerekir.
Manevî ve lâtif organlarımızı
Yaratılış gayemize uygun çalıştırabildiğimiz ölçüde
Gelişerek açıldığını ve olgunlaştığını gözlemleriz.
Adeta, tohum halinden ağaç olmaya doğru yol almaya başlarız.

Rahmetin fiillere akabilmesi için ;
Sonlu olmayan,
Başka güçleri ortak olarak kabul etmeyen bir kudrete,
Varlık âleminin arasındaki ilişkileri,
Sebep – sonuç kavramlarını ortaya koyup,
Onları basit birer madde iken
Birer tohumcasına sembolleştiren anlaşılır ve manidar bir hikmete,
Her şeyi kuşatan ve içine alan bir ilime,
Karşısında her şey bir olan güçlü bir iradeye,
Nazarından hiçbir şey gizlenemeyen,
En ince vücutlara ve eylemlere sızarak nüfuz edebilen bir öngörüye,
Bir küçük hücreciğin,
İncecik lisanı da dâhil hiçbir sese kayıtsız kalmayan,
Ve nihayet olarak da kudsî bir hitap gücüne ihtiyaç vardır..
Yine merhamet ancak hayat ile hakikatini bulabilir.
Mesela bir robot fiilen merhamet gösterebilir,
Ama hayatı olmadığı için,
Çok derinlerden kaynaklanan merhamet vurgusundan mahrumdur.

Rahmaniyyetin kendini gösterebilmesi için,
Allah’ ın Esma- i Hüsna dediğimiz en güzel isimlerinin
Tamamına sahip olup içinde barındırabilmesi gerekir ki,
Rahmaniyyet tecelli edebilsin..


Notlar :

  1. Bu yazının ana fikrinin oluşmasında ve çatısının kurgulanmasında çok önemli katkıları bulunan sevgili dostum Salih ÖZAYTÜRK’ e teşekkürlerimi sunarım..

  2. Bir sonraki yazıda, İnsanın mahiyeti ve “insaniyet” e ilişkin incelememiz, “KENDİNİ TANIMA SERÜVENİ – 2 –” olarak ele alınacaktır..

  09.04.2006

© 2021 karakalem.net, Aykut Tanrıkulu



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut