Hizmet sağ olsun

YÜKSEKLER YÜKSEL’LE “Emniyet”teydi. Bir gitti, iki yılda seksen küsura ulaştı…

Bursa’nın Büyükorhan’ı büyük hizmeti ile büyüdü. Geride Barla’yı hatırlatan bir hizmet sistemi bırakarak sonsuzluğu soludu…

Bir Cuma sabahı hizmetle çarpan kalbi ukbaya açıldı… Aynı günün akşamüzeri Yenişehir’de yeni hayatına, berzah hayatına adım attı.

Hizmet adıyla atılan adımlar ademe gitmez, ebede gider. Gelen her Adem bir gün gider de geride ne bırakır, ileriye ne gönderir? Adını andıracak bir hizmet mirası devreden, hayatını hayırla yad ettirerek devam ettirir...

İmkanı ve kimsesi olmadığı halde bir beldede hizmet başlatan ve bunu karalılıkla devam ettiren anılmaya değerdir. Öylesi değerin hayatımıza katacağı kıymet de yüksektir. Yüksel de hizmetle yüceldi. Şartlar ne olursa olsun yapılacak bir şeyler var olduğu dersini okutturdu biz şehirde yaşayan kalabalıklara. Kapılardan kapılara dolaştı durmadan… Kalbi duruncaya dek…

Vefatında hizmette eksiklik hissettiren hayatını hizmetle doldurmuş demektir. Yaşayanlar da o hizmeti yarının ellerine vermek için bugünden iyi çalışmalı değil mi? Hayatın hikmetini hizmetle yeni ellere uzatmak bizden hiç uzak olmamalı… Uzak olması asıl dert, çünkü ölüm hiç de uzak değil. Uzun olan emellerimiz, kısa olan ise ölümle kesilen ömrümüz…

Hayatın sırrı ölümde, ölümün sırrı hayatta… Perdenin berisi ve ötesi gibi…An-ı seyyale…Az önce, az sonra? Sırlar alemi açılmadan hizmet sırrını erebilmek… Hayatının merkezini hizmeti koyabilmek… Hakikatin merkezine tutunmadan olur mu?

Daha birinin soğukluğu geçmeden yeni bir ölümle ikinci defa sarsıldık; yine kalp sektesi… Adem Zihni Yüce… Yüceler meclisine yükseldi inşallah… Batı Trakya’da yaptığı ciddi hizmetleriyle zihinlerimizde yer etti… En son mahalli derste helallik alır dostlarından… Almanya dönüşü projesi vardır; Nur Risalelerini Yunan’caya çevirmek…

Ölüm, onu hayatın öbür yüzüne çevirdi… Elbet biz de bu çemberden bir gün geçeceğiz. Geçmeden önce hizmet önceliklerimizi geciktirmemeliyiz. O hal üzere ölümle kucaklaşmak ne hoş… Melek talebe-i ulumu sıkar mı, kabir karanlık olur mu? Ruhanilerin eşliğinde nurani ders müzakerelerine yapıldığı geniş meclise dönüşür berzah.

Ölümün nefesini ensesinde hisseden, kabri bir adım ötesinde gören geniş alemlerin eşiğindedir. Bundan ayrılan karanlık bir daralmadadır… Ölümü ifşa eden hayat sırları…

Bir haftada kalp sektesinden iki vefat… Bursa’nın kalbi mi ağrıyor ne? Hizmetler sekteye uğramasın… Ölüm düşünceleriyle hikmetler dirilsin içimizde… Uhuvvet eliyle muhabbet miskini sıkalım kalbimize, kalplere… Hayyü Kayyum kalplerimizi kirlerden temizleyerek şifa versin.

Yüksel ve Adem ağabeylerin haykırdığı hizmet hakikatiyle yeniden dirilmeliyiz, bahar beklemesin, ölüm bekleye dursun…Hayat suskunluğunu ölümle bozmadan önce hizmeti hep birlikte konuşalım. Yükselmek istediğimiz yüceler meclisi, yüklendiğimiz hizmeti yere bırakmadan yarına taşımakla mümkün. Hizmet sağ olsun…

  03.04.2006

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut