Arayarak Yaşamak

“BİLSEYDİM HİÇ girişir miydim bu işe? Bilseydim hiç arkadaş edinir miydim onu? Böyle olacağını bilseydim hiç evlenir miydim onunla?...”

Bilmediğimiz için başımıza ne işler açtığımızı, belayı başımıza kendi ellerimizle doladığımızı, hep bu ‘bilmemekler’ yüzünden ‘kılavuzum karga’ misali duvarlara tosladığımızı düşünürüz çoğu kez. Bilmeklerle her şeyin çok daha iyi olacağına o kadar eminizdir ki!

Tıpkı Hz. Musa’nın Hızır a.s. karşısındaki sabırsızlığı, görünüşe göre hüküm vermesi, doğruluktaki aceleciliğiyle kuşatılmışızdır. Çünkü insanızdır. Ve ne çok şey bilirsek bilelim ‘bilmemeye’ işin iç yüzünü, hikmetlerini çözememeye hüküm giymişizdir! Belki de bunun en belirgin, en anlayabileceğimiz sebebi ‘Arayarak yaşamak’ içindir.

Evet, Allah beğenmediği, buğz ettiği, lanetlediği, yasakladığı, memnun ve razı olduğu, izin verdiği şeyleri bize bildirmiştir. Ama hayat imtihanının ortasında iyiyle kötü, siyahla beyaz o kadar iç içe, kol kola, yan yana durur ve aynı tezgahta satılır ki, önünde sonunda işler giriftleşip sarpa sarar.

İyi niyetle, güzel duygularla, dolu enerjiyle, hayırlar umarak başladığın nice iş, gün gelir seni yol ortasında bırakır, acıları peşine takar, enerjini bitirir, duyguların dibe vurur. Negatifleşerek ve hezimete uğramış vaziyette geri dönersin. Ve aynı türküyü tutturursun: “Böyle olacağını bilseydim…”

Oysa bilmemen gerektiği için bilmiyorsundur. Çünkü pek çok insan “Böyle olacağını bilseydi!” pek çok işe girişmez, evlenmez, çoluk çocuğa karışmaz, okumaz ve faaliyet adına pek çok açıdan dururdu.

Cuma saatinin Cuma gününde, Kadir gecesinin Ramazanda, İsm-i Azamın isimler arasında, büyük ayetin ayetler içinde, ecelin ömür içinde gizlenmesi; senin gözünde öteki saatleri, geceleri, isimleri, ayetleri ve ömür dakikalarını değerli kılar. ‘Bir göz hatırına nice gözler sevilir’ misali, o gizlenmişliğin çekiciliğiyle yeknesak hayatlara heyecan ve faaliyet gelir. Ve geriye tek bir gerçek ve bilmek kalır: “Arayarak yaşamak!”

El attığın her işte, her yönelişte, her dik duruş ve bükülüşte, ‘İlahi rızayı aramaya çıkmış olmaktır” asıl olan. Arayarak yaşayalım ve tüm hayatımızın her dakikasını anlamlı kılalım diye nice bilmekler, hikmetler bize gizli kalır. İyi de olur!

Aksi takdirde ‘bulmuşluk’ ve ‘bilmişlik’ içinde hareketsiz ve durmuş bir hayat, aslında düpedüz ‘ölmekler’ olurdu payımıza düşen! Oysa yaşıyoruz! Bilmeden, ‘buldum’ diyemeden, ‘arayarak’ ve düşe kalka…

  20.03.2006

© 2021 karakalem.net, Hülya Kartal



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut