Sevdam İstanbul...

Öznur Çolakoğlu Cam

İstanbul deyince aklıma hep mavi ve illâ ki özgürlük gelir. Mavinin keyfini süren kuşlardan birinin kanadına tutunur, özgürlüğü yaşarım uçarak.


İSTANBUL DEYİNCE aklıma hep mavi ve Sultanahmet gelir. İstanbul deyince aklıma Eyüp’te mübarek bir sabah namazı serinliği gelir. Alnıma değen serin bir rüzgar, ruhumu ferahlatan martılar gelir.

Uzaktan bana göz kırpan Kızkulesi, bir rüzgarın yardımıyla kondurur dostluk busesini. Kanatlarını açarak boğazda süzülen kuşlar, İstanbul’da daha bir özgür görünürler bana.

İstanbul deyince aklıma hep mavi ve illâ ki özgürlük gelir. Mavinin keyfini süren kuşlardan birinin kanadına tutunur, özgürlüğü yaşarım uçarak. Uzun kavak ağaçlarının minik pamukçukları havalanır İstanbul sokaklarında ve yavaş yavaş giyinir İstanbul beyaz tüllerden sır perdesini.

İstanbul deyince aklıma gizem gelir. Gizemli ve efsunlu Osmanlı saraylarının en mahrem müstesna güzelleri gelir. Harem ağasının güzidesinden bir tebessüm kafiyken İstanbul’a, zümrüt karası gözlerindeki ışıltılar İstanbul’un yakamozlarını anımsatır bana.

İstanbul deyince yedi tepeli, elmas gerdanlıklı, büyülü bir kadın gelir aklıma. İstanbul dünya kadınlarının en cazibelisi. İstanbul aslında zaman üstü, mekan üstü, cismaniyet üstü. İstanbul deyince aklıma deniz kokusu gelir. Yedi tepeli cazibeli kadın, İstanbul, bu güzel denizde yıkanır her gün. Saçlarını Çamlıca’dan esen rüzgarlar tarar ve kurutur. Makyajını ise bünyesindeki tarihi dokular tamamlar bu taze gelinin.

İstanbul deyince aklıma, taze bir gelinin heyecanı ve telaşesi gelir. Belki de o yüzden İstanbul hep çok hareketli ve hep çok neşelidir. Çünkü İstanbul her zaman balayındadır.

İstanbul deyince aklıma İstanbul’un cumbalı evleri gelir. Cumbalı evlerin camlarına ulaşıp içindeki güzelleri görmeye çalışan arsız sarmaşıklar gelir aklıma. Nice güzel ve ulu çınar ağacının dallarında neşeyle ötüşen kuşlar gelir.

İstanbul deyince aklıma merhamet gelir... Kuşların su içmesi için mezarlıklara konan içi su dolu küçük taslar gelir. Sonra, kuşları dahi incitmekten imtina eden İstanbul hanımefendileri birer birer geçeler arz-ı endam ederek gönül penceremin önünden.

İstanbul deyince aklıma asalet ve zarafet gelir. Her türlü inceliğin tüm mimariye dahi nüfuz ettiği ince düşünceli, zarif ecdadımızın başkenti gelir aklıma. Belki de o yüzden aşkı en iyi taşıyan şehirdir İstanbul. Selanik’e, New York’a, başka hiçbir şehre yakışmaz aşk bu kadar.

İstanbul deyince aklıma sevda gelir. Sevdası için eriyip bitenler ve İstanbul’un toprağına karışıp İstanbul’un sevdalı melankolik havasını oluşturan yiğitler, güzeller gelir aklıma. İstanbul deyince hep güzel gelir aklıma.

Başlıbaşına güzellik abidesidir canım İstanbul. Aşk ona çok yakışır, sevda ona. Güzeller onda hayat bulur. İstanbul içinde güzellik tohumları saklayan ve bunları sürekli çatlatıp her gün vefalı bünyesinde sallayarak büyüten vefalı bir ana yüreği gibidir.

İstanbul deyince aklıma vefa gelir. Vefasıyla, kaprisiyle, başdöndüren güzelliğiyle, zarafeti ve asaletiyle sevda en çok İstanbul’uma yakışır.

  03.03.2006

© 2021 karakalem.net, Öznur Çolakoğlu Cam



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut