Beyinlerin buluşması

İNSAN BEYNİ kainatın sırlarını çözen bir anahtar olduğu gibi kendisi de şeklen mühim bir hakikatin penceresini aralıyor. Gözü ve gönlü açıklara mana bahçelerinde gezdiriyor…

Sağ ve sol diye ikiye ayrılan beyinde sağda daha çok duygu, sol da ise fikir hakim. İkisinin birleştiği bölümle beyin tamamlanmış oluyor.

Harita üzerinde kıtaları şeklen karşılaştırdığınızda Avrupa beynin sol kısmına, Asya ise sağ kısmına benziyor. Peygamberlerin ekseri Asya’da, filozofların çoğunun Avrupa kıtasında çıkması bu iddiayı tam doğruluyor. Kıtaların kavuştuğu yer ise Anadolu…

Yüzyıllardan beri süregelen doğu-batı gerginliği, fikri ve bedeni savaşlar aslında beynin bütünleşmemiş halinin göstergesi… İnsaniyetin tekamülü bu birleşmeye doğru gittiğini gösteriyor.

Doğrudan Kur’an’dan süzülen Nur Risalelerinin Anadolu topraklarından çıkması yarınki medeniyetin kıtaları kuşatıcı Kur’an medeniyeti olacağını gösteriyor. Raisele-i Nur’un intişarı bu sürecin başladığının aşikare göstergesi… Okyanus ötelerine taşan Nur hakikatleri gönüllerde derin fokurdamalarla geliyor… Farklı renklerde, farklı dillerde hatta farklı dinlerdeki insanlar onun serinletici iklimine sığınıyor.

Eğer maddi ve manevi bir kıyamet kopmazsa gidiş bu yönde… Sağ ve sol beynin Anadolu’da birleşmesine ve insaniyetin tekamülünün tamamlanmasına doğru gidişi hangi güç engelleye bilir? Fıtrat ancak Fatır-ı Hakim tarafından çevrilir. Fıtri meylin önüne çıkan Firavun gibi boğulur gider.

Beyinlerimizin neye ve kime hizmet ettiğimizi bir daha düşünmesi gerektiği zamanlarda doğrusu lüzumsuz malaniyatla boğuşmak akıl karı değil.

Tebessümle tevazuu birleştiren ciddiyetle yukarıdaki düşünceleri beynimizin kıvrımlarından kıtaların ötesine taşıyan Hakan Yalman beyi dinlerken dimağlarımız dirildi, ruhlarımız dinlendi. Seminer salonunda dinleyenleri derin düşüncelerden tebessüm dalgalarıyla okyanus ötelerine yüzdürdü…

Bir sosyologun ifadesiyle Risale-i Nur’un nurcuların ve savcıların elinden çıkıp insanlığa mal olması… Bazı Hıristiyan bilginlerin insanlığın buna ihtiyacı var deyip nurun neşrine çalışması, hatta ateist birinin buna benzer gayretleri… Yalman beyin derin düşüncelerini sağlam temellere oturtuyor.

İsim ve örneklerle süslediği hakikatleri dinlerken düşüncelerimiz iyice demlendi; insanlığın tekamülüne az kaldı, Kur’an medeniyeti etkisini her yerde göstermeye başladı… Danimarka’nın deni hareketi, Irak’ta yürek yaralayan ayrılıklar ve zulümler fıtratın önüne geçmeye yetmeyecek, ya önünden çekilecekler, ya da beyinsizliklerinin bedelini Firavun suyunda boğularak ödeyecekler.

Hakan beyin görüntüsü de hakikat hatırlatıcı… Gülen bir yüz… Rahatlatan bir tevazu… Yakınlık hissettiren samimiyet… Böylesi vasıflara sahip akleden bir kalpten damlar hikmet incileri… Kasıntılı, apoletli duruşlardan akar gider bilgi, yer tutmaz yüreklerde…

Günlerin gülü Cuma günü akşamında Yalman beyden yansıyan hikmetleri Yeni Asya Vakfı seminer salonunda dinleyen Bursalı dostlar kadar dost yürekli tüm hakikat avcıları bir nebze haberdar olsun istedim.

Düşünce derinliğinde dalarak yeni keşiflerle su yüzüne çıktığımızda zulümler bitecek, zalimler boğulacak, fıtrat daha hızlı akacak. Ah şu aldatıcı işlerin hafifliğine kanmasak, deni dünyaya dalmasak diyeceğim ama nefis durmuyor, şeytan tatil yapmıyor.

Tebessümle bakıp, tevazu ile eğildiğimizde hakikat gülünü koklayacak, hikmet bahçesinin bülbülü olarak şakıyacağız… Beyinlerimizi birleştirip kıtaları kaplamamız Kur’ani bir yol olarak görülüyorsa bunu yapmakla yükümlüyüz. Beyinlerimizin barışmasında buluşalım.

  27.02.2006

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut