Üveysi nefer

KÖYDE YAŞAYAN bir çobandı, pek dikkate ve değere alınmazdı yaşadığı beldenin insanlarınca. “Bırakın şunu” denilen biriydi birilerince…

Bilinmezliği bilinmiyor yine de… Hayat hikâyesi hakkında çok az bilgi var… Okuduğu bir okul olmadığı gibi kendisine hocalık eden biri de yok. Yazdığı bir kitap, dillerde dolaşan şiirleri de mevcut değil, kabri de bilinmiyor. Sırda saklanıyor halen...

Bilinen annesinden izin alıp Resul-i Ekrem’e (a.s.m.)ziyarete gelme hadisesi… Sözünde durmuş olmak için Peygamberimiz (a.s.m) mescitten dönmesini beklemeden anne yurduna dönmüş olması…Anne hakkı için anlatıla gelen bir hadise…

Üveysinin ana hakikati bu mudur gerçekten? Az bir zaman daha bekleseydi de sahabe olsaydı annesi hakkını helal etmeyecek miydi?

Annesine verdiği sözden ziyade Fatıma annemizin gönlünden sirayet eden sözsüz sır…Hayatının ana hakikati… Berzahsız hakikate muhatap olma hali… Güneşe vasıl olmanın kısa Ay yolu…

Fatıma annemizin gönlünde Muhammedi Nuru hicapsız seyretmiş ve ümmete nakletmiş Üveysi Karani Hazretleri… O güne kadar Muhammed (a.s.m.) sevgisiyle dolan kalbi Fatıma

kalp kabıyla Nur’la dolmuştur. Sevgi Nur elbisesiyle bürünmüştür. Kapıdan dönmüştür ama boş dönmemiştir Karen’li Veysel… Getirdiğini de ümmete dağıtmıştır.

Aynalar mahzeninde hicapsız, berzahsız nura muhatap olma yolunu açarak dönmüştür diğer anne yurduna…

Kainatın Efendisi Yemen diyarına dönüp “Yemen’den Rahmet rüzgarları esiyor” demesi ve Hz. Ali ve Ömer gibi iki güzide sahabesiyle elbisesini göndermesi neyin işaretidir dersiniz?

Hayatının anneden öte ana sevgisi nebevi nurani bir elbise ile örtülmüş, ilimle bezenmiştir…Tahsil görmeyen Veysel mana sırlarına vakıf derin bir alimdir, arif-i billahtır.

Ve arif-i billah Sıffin savaşında Hz Ali’nin ordusunda bir nefer olarak savaşarak şehid olur. Çoban olarak geldiği Nebevi kapıdan bir nefer olarak çıkmış, ümmete hikmet dağıtarak hizmetle geçirdiği hayatı şehadetle taçlaştırmıştır.

Arif-i billahlar diridir, hakikatleri hep yaşıyordur, Üveysilik de anayol olarak açıktır…

Yemen çöllerinden daha karanlık, deccalist ve süfyanist küfür fırtınalarında sarsılan karanlık asrı Nursi adımlarla adımlayan Nurs köylü Said Üveysilik yolunun yolcusu… Hz Fatıma, Ali evladı…Tahsili az… Telif ettiği Nur risaleleri ise ne garbın fünundan ne şarkın ilminden alınma… Nebevi verasetle intikal eden bir ilimle, Kur’an me’haz alınarak yazılmış Üveysi bir eser. Hizmeti de Üveysi…Ümmetin anayolu…

Bir asır öncesinden Mevlana Halid ile gönderilen elbise bunun işareti değil de ne? Hem de eser elbisesini giyinenler Ali cengaverliği, ihlası ve ilmiyle küfür karanlıklarına kılıç sallamıyor mu? Şehid Hafız Ali kalbiyle kime ve neye hizmet ettiğini biliyordu… O da Üveysi bir nefer gibi yaşadı ve şehadet şerbetini içti.

Bu yolun ümmetin ana yolu olduğuna şüphe yok… Şüphe bizlerde… Denenme sürecinden geçen bizleriz çünkü… Sevgimizi sınıyor muyuz, dos doğru muyuz, iki anne arasında ana yolu içimizde açabildik mi, hayatımızın hareketi ne yönde? Şehadete yaraşır bir hizmet hayatı yaşıyor muyuz? Yoksa çöllerde çelik-çomak mı oynuyoruz?

Temizlenmeden ve hizmetle bezenmeden o elbiseyi bize giydirmezler. İş kumaş parçasını üzerine geçirmek değil, fiziki beraberlik de bir şey ifade etmez… Nurani alana hikmet ve hizmet adımlarla girmek, müfritane irtibatla alandan ayrılmamak… Ufkun alabildiği bütün alanları nurani alana dahil etmek için gayretle şehadete yürümek… Bunun dışındaki alan ne alanı, bunun dışındaki hayat ne hayatı?

Üveysi hizmetin esası ümmeti anayola davet etmek. Nefsini dizginleyen, şeytanı çöllerde bırakıp Nebevi hakikate yürüyen bu ordunun bir neferi olur. Yoksa çölde yalnız kalan bir asker gibi telef olup gider.

Veysel Karaniyi ve derin duasını vesile yapalım ki Üveysi hizmette bir nefer olalım inşaallah.

  20.02.2006

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut