Kar Yüklü Çamlar

Öznur Çolakoğlu Cam

ÇAMLAR KAR yüklüydü, insanlar gam. Çamlar kar yüklüydü bu zamana mahsus , oysa insanlar gam yüklüydü zamansız.. Şükürsüzlük hastalığı sarıp sarmaladı ruhları ve belki de o yüzden bunca isyan cümlesine maruz kalması kulaklarımızın. Halinden memnun olmayanlar ve onları destekleyen inançsız sistemlerin akımı, saygısızlıkları derken akıp gidiyor zaman..

Rabb gene de her şeye rağmen gönderiyor beyaz kar taneciklerini everene. Evren ki, gül nebi için yaratıldı O’nun yüzü suyu hürmetine var edildi ve İnsan yaratılmışların içinde en üst makama yerleştirildi ve kainat tüm zerreleriyle emrine verildi. Gene de yetmedi aç gözlü insana bunca nimet. Şükürsüzlük sardı ruhunu ve varlığını. Unuttu mutluluğu. Karanlık bir yalnızlık ile baş başa kaldı ve savruldu uzaklara, muammalara..

Ümit ışığı zannederek gittiği, engin karanlıktaki boşluklar hırpaladı ve acıttı varlığını.Yinede durmadı insanın isyanı. Sessiz sedasız, tevazu ile kar yüklenen çamlar kadar olamadı, gönüllü kabul edip, davet ederken gamları.. O çam ağaçları ki, tüm yeşillerine inat nasılda tevazu ile eğip dallarını aşağıya, Sen diliyorsan bize beyaz giydirmeyi kabulümüzdür Rabbimiz diyorlar.

Oysa bizler, beşer ve şaşar insanlar olarak, dört mevsim yeşil kalma lüksüne sahip olduğu halde bu hasletiyle hiçbir zaman övünmeyen ve gören mü’min kullara bence her şartta ve koşulda nasılda ümitli, nasılda taze ve yeşil olunması gerektiğini öğreten çamlar kadar olabiliyor muyuz gerçekten?

Kar tanecikleri, çam ağaçlarının başına konan talih kuşu yada talihsizlik.. Ne fark eder ki? Hiçbiri halinden şikayet etmiyor değil mi?. Mutlu olmasını biliyorlar ve her şartta şükretmesini. Peki bizler, ufacık bir taşa dahi çarpsa ayağımız, “of” çekmiyor muyuz uzunca ve derinden? Buzda kayıp düştüğümüzde ıslanan giysilerimize mi kahrediyoruz en çok yoksa aksayan işlerimize mi? Tevekkel olup, “Madem öyle, gene de şükür olsun Rabb’e” deyip, devam edebiliyor muyuz güne, şükür ile..

Gamsızlık edebiliyor muyuz yeri geldiğinde? Vakit ayırabiliyor muyuz Rabbimizin bizim için tayin ettiği, küçük aksiliklerdeki ufak mola dilimlerine? Sevebiliyor muyuz yaşamı gerçekten, içinde gönderilen tüm güzellikleri ve aksilikleriyle? Çamlar gibi mütevazı kabullenebiliyor muyuz talihlerimizi yada talihsizliklerimizi? Dersler çıkarabiliyor muyuz yaşadıklarımızdan? Karda yürürken bıraktığımız ayak izlerimizden ne kadar memnunuz? Mutlu muyuz gerçekten? Yoksa mutluluk oyunu mu bizi daha fazla ilgilendiren?

Gam yüklü insan, sıyrıl artık korkularından! Görmüyor musun? Her şeye rağmen gökten indiriyor Rabb nice rahmet müjdesini. Sanıyor musun ki seni Yaratan unuttu yada başıboş bıraktı seni? Bilmez misin? O her türlü unutuştan münezzehtir. Hatırlamaz mısın anneciğinin karnındayken, seni kimseler duyamazken ve hatta varlığından dahi habersizken, O(c.c.) ki, seni duyan ve tüm ihtiyaçlarını tam vaktinde sana yollayandır. O’nun var ettiği her şey, hep senin için ve senin yararınadır. Cüz’i iraden ile başına gelen musibetleri ya kabul edip şükredersin, yada gam yükünle şu üç günlük fani dünyada kar yüklü çam ağaçları kadar olamadan yok olup gidersin.

Gam yüklü insan! Bırak omuzlarını çökerten ağır yükünü omuzlarından, sende rıza göster Rabbinden gönderilene.. Omuzlarına aldığın en büyük yük, kar taneciklerinin ağırlığı kadar olsun her zaman. Unutma zaman en büyük yardımcın, tevekkül edebilmek en büyük avuntun.. Sığın seni hiç yoktan Yaratan, Var Eden Rabbine ve her konuda zikr eyle, fikr eyle ve şükr eyle.

Bu üç mihenk taşını rehber eyle kendine. Her güne halis bir bismillah! de . Gün içinde gönderilen doğa olaylarını, gördüğün ağaçları, yaprakları, buzları yada buzlar arasında dahi usanmadan dolaşıp rızk arayan samimi, sevimli ve minik kuşları ve daha nice güzel yaratılmışı görüp fikr eyle Rabb’in var edip gönderdiği onca güzelliği.. Senin beşer gözünle görüp şer dediklerinin aslında belki de senin için ne büyük hayırlar taşıdığını düşün. Tevekkül et Rabbine.. Ayağın kayıp düştüğünde yere, kahredeceğine düşkünlüğüne, estahzübillah çekip doğrul ve senin o an için göremediğin ve fakat hakkında nice hayırlar barından, birkaç dakika gecikme ile devam et serüvenine.

Huzur dolsun yüreğine, adımların daha sağlam bassın yere. Çekinmeden risk al, rızk için ve dayan Alemlerin Rabbine. Tam bir samimiyet ile güven, seni Var Edene. Dertlerini koyup bir çuvala savur gitsin enginlere. Ne de olsa senin Rabbin var. Ne de olsa senin engin merhamet sahibi bir kuşatıcın var. Seni senden daha iyi bilen, düşünen, koruyan ve gözeten.

O yüzden karda yağsa, boranda olsa, hatta fırtınalar dünyayı kuşatsa sakin bir limanı andırsın duruşun. Kapılıp gitme zamanın sanal aldatmacalarına, protestolarına, dünya çapında büyütülenlere ve yakılıp, yıkılanlara..Aldanma bu oyunlara.. Rüzgarlar ne kadar şiddetli eserse essin, gam yüklü yüreğine kar yüklü çam ağaçlarını anlat hep ve o pek şiddetli esip kavuran rüzgarların nasılda gün gelip tatlı meltemlere dönüşebildiğini düşün..

Gam yükün, karlar kadar hafif olsun yüreğinde.. Çünkü sen biliyorsun ki, O öyle bir Rabb ki, dilediğini yapma gücüne sahip. Çünkü sen biliyorsun ki, O ki, “Elbette her güçlükle birlikte bir kolaylık vardır: Şüphesiz, her güçlükle bir kolaylık! Öyleyse (sıkıntıdan) kurtulduğun zaman sağlam dur ve yalnız Rabbine sevgi ile yönel”(94;5,6,7,8) ayetiyle kullarını zorluklarda yalnız bırakmadığını vaat eden, sözüne en sadık müjdeleyici..

Yüzü suyu hürmetine evren yaratılan O gül Nebi’ye yapılan saygısızlıklar, edepsizlikler gamlarına gam katıyor olsa dahi.. Kar yüklü çamları düşünerek, gamlarını karlara çevir usanmadan. Bekle ve gör Rabbinin takdir edeceği hayırları.. Sıkıntılar sona erdiği zamanda unutma Rabbini, O’na duyduğun muhabbetini ve “yalnız O’na sevgi ile yönel” Bil ki, O(c.c.) senin Rabbin ve hep seninle olan Efendin..

  09.02.2006

© 2021 karakalem.net, Öznur Çolakoğlu Cam



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut