DİLİMİZDE ÇOĞUNLUKLA aynı anlamda kullanılan
“Hata” ve “Yanlış” kavramları,
Birbirimizi anlamada veya anlayamamada,
Kimi zaman karışıklıklara yol açıyor.
Özellikle de müminler arasında..
“Hata”, bir derece masumken,
“Yanlış” ise kesinlikle masum değildir.
Bir kasıt hali vardır “yanlış” ta..
Doğrunun ne olduğunun tam olarak bilinemediği durumlarda,
Seçilen şıkkın doğru olmamasının adıdır “hata”..
Doğru ortaya çıktığı zaman,
Tezâhür eden yeni sonucun adıysa “yanlış” tır.
Bu gibi durumlarda,
Adem (a.s) gibi davranmamız gerekirken,
Maalesef iblis gibi direttiğimiz zamanlar oluyor.
Çoğu kırgınlıkların arkasında,
Böyle karışıklıklar hükmünü icra ediyor.
Hatalarımız da “yanlış” kategorisine dönüşüyor.
Hz.Adem de, iblis de hataya düşerek cennetten olmuşlardı. ( 1 )
Adem (a.s) ve Havva Cennetin farkına,
Güzelliklerin ayırımına varamadıkları için,
O bir tek yasağa yapışmışlardı..( 2 )
Zıddın olmadığı, mutlak güzellikler ile donatılmış,
Fakat kendilerinin bu güzelliklerin farkında olamadıkları
Bir cennet hayatından,
Hayır ile şerrin karışımı olan dünya hayatına atıldıklarında,
Adem yaptığı hatanın farkına vararak,
Tövbe – istiğfar ile hatasını telâfi ederken, ( 3 )
İblis, Rabbinin onun üzerindeki nimetlerini inkar ederek
Yaptığı hatayı yanlışa çevirmişti..
Hatta, direterek kendisinin haklı olduğunu iddia edecek ölçüde..( 4 )
Bu, masum değildi.
İblisin bir niyet problemi vardı..
O kötü niyetliydi..
Oysa, niyet problemi taşımayan her davranışın,
Velev ki hatalı bile olsa,
Mutlaka geçerli bir mazereti vardır ;
Doğrunun ne olduğunu bilememek !.
Bu, kişinin, hatadan yanlışa doğru sürüklenmesini önleyen,
Çok güçlü bir gerekçedir..
İşte biz burada,
Karşımızdaki muhatabımıza tolerans göstermek zorundayız..
Ki, ya o “hata”dan dönebilsin,
Ya da biz “yanlış” a düşmeyelim..
Örneğin,
İçki içmenin haram olduğunu bilmeyen biri için,
Alkol tüketmek, bir hatadır.
Ne zaman ki, bu hükmü bildiği halde içmeye devam eder,
Veya iblis gibi, yaptığının doğru olduğunu inatla savunur,
Adem’ den yana değil de iblisten yana tavır alır,
İşte o zaman, yaptığı “hata” olmaktan çıkıp,
“Yanlış” kategorisine girer,
Ve haram olur..
Cenâbı Hak, bizlerden hatasız olmamızı değil,
“Yanlışsız” olmamızı istiyor. ( 5 )
Hatalarımızın farkına vardığımız andan itibaren de,
Pozisyonumuzu değiştirip değiştirmediğimize bakacağını beyan ediyor. ( 6 )
Kısacası niyet problemi taşıyıp taşımadığımıza bakılıyor.
Hatasız olmak gibi bir lüksümüz yok,
Fakat yanlışsız olmak gibi bir yükümlülüğümüzün olduğu
Bizlere ihtar ediliyor..( 7 )
Dip Notlar :
- bkz. Bakara : 36
- bkz. Bakara : 35
- bkz. Bakara : 37
- bkz. A’ râf : 12 – 16
- bkz. Bakara : 42 ,
“Eğer sizler affedilebilecek hata ve günahlar işlememiş olsa idiniz, Allah sizin yerinize kendilerini bağışlayabileceği, hata ve günahlar işleyen bir ümmet yaratırdı..”
İbn-ül Kesîr \ Tefsir bölümü \ Cilt 4 \ Sayfa 301 \ Ahmed ibn-i Hanbel
- bkz. Âl-i İmrân : 89, Nisâ : 17, Tevbe : 104, İsrâ: 25, Furkan : 70, Tahrim : 8, Hûd : 3
- bkz. Âl-i İmrân : 102
© 2021 karakalem.net, Aykut Tanrıkulu