Bir kış masalı

Öznur Çolakoğlu Cam

UFACIK BİR kar tanesi yaşarmış masallar şehrinde.. Hayaller kadar güzelmiş yaratılışı.. Yüreciği hep güzel, hep iyi için çarparmış. Öyle güzellikler içinde büyümüş kar taneciği, büyüdükçe kristalleşmiş yapısı. Sonradan öğrenmiş kar tanesi, yürekle yaşamanın ne kadar da zor ama bir o kadar da güzel bir şey olduğunu.

Günler bir birini kovalarken, bir gün çok sevdiği Rabbinden ayrılmanın vakti gelmiş kar taneciği için.. Merhametli Rabbi, pek nurani bir meleğe teslim etmiş bu nazlı kar taneciğini ve diğer bütün akranları gibi onu da göndermiş yeryüzüne. Çok heyecanlıymış tanecik, nede olsa Rabbinden bolca duyduğu o özel yaratılmışın yanına iniyormuş işte.. Bırakıvermiş kendini nurani meleğinin kollarına.. Başını yaslamış omzuna, yummuş gözlerini ve rüzgarlara bırakıp heyecanlarını “Herşey Sen’dendir Rabbim” demiş. “Sen nasıl dersen öyle..”

Güzel bir yolculuğun ardından, kar yüklü havalara mahsus, hafif ılık hafif pembe renkteki bir gecede, bacasından dumanlar tüten bir köy evinin çatısına bırakıvermiş nurani melek, minik kar tanesini.. Orada vedalaşıp melekle, karışmış kar taneciği diğer arkadaşlarının arasına.. Evin içerisindeki güzel seslere kulak misafiri olmuş bir müddet. Neşe, saygı ve sevgi sözcükleri duymuş bolca. Yüreğine huzur dolmuş.

Sonra minik bir bebeğin ağlaması, küçük bir kış kuzusunun belemesine karışmış. Pek sevinmiş kar taneciği dünya denilen bu muammada bile arkadaşlarım var diye.. Odun sesleri, soba üstünde patlayan kestanelerin çıtırtıları derken güzel kokuları da algılamaya başlamış ister istemez. Önce yanık yanık kestane kabuğunun dumanı çıkmış bacadan, sonra taşan sütün taze ve sıcacık kaymak kokusu, sonra mis gibi bozadan mı , yoksa sahlepten mi geldiği belli olmayan tarçın kokuları takip etmiş birbirini.. Bir ara bir sessizlik olmuş.. sessizliği de patlayan mısır tanecikleri bozmuş.. Bizim nazlı kar taneciğinin keyfine diyecek yokmuş.

“Ey Rabbim!” demiş kendi kendine.. “İyi ki var ettin beni.. İyi ki sever eyledin yüreğimi. Ne güzel yarattıklarının hepsi.. Ne güzelmiş dünya.. Ne güzelmiş insanlar..” İlklere mahsus bir heyecanla pek erken konuşmuş kar taneciği. Zira insan denilen muammanın uzaktan sesi hoş gelse de her karşılaştığı insanlardan bazıları ona o kadar merhamet göstermeyecekmiş oysa.. Böyle tatlı hülyalar içinde sabah etmiş, bizim minik kar taneciği.

Sabah olunca evin kapısından sevinç ve telaş içinde evin çocukları çıkmışlar.. Öyle neşe içinde oyunlar oynamaya başlamışlar ve öyle çok eğlenmişler ki.. özenmiş bizim zavallı kar taneciği de ve yanlarında olmak istemiş çok. Dua etmiş Rabbi’ne.. “Ey Rabbim.. Beni de çok eyle, neşelendir ve onların oyunlarına dahil eyle..” diye.

Rabb duayı kabul etmiş ve tatlı bir kış rüzgarını vesile ederek almış kar taneciğini çatıdaki yerinden.. Rüzgarla beraber uçmuş kar taneciği ve evin minik kızının sevimli burnuna konmuş. Bakışmışlar bir müddet. Minik kız bu güzel kar taneciğini çok sevmiş, eline alıp erimesine müsaade etmeden, bildiği duaları okumuş ve üfleyerek avucundan yolcu etmiş yeniden taneciği.

Ama bu sefer uğurlanmayı hiç istemiyormuş ki kar taneciği.. Duyan olmamış sesini ve havalanıp yeniden, karışıp kalmış bir kar topunun içine.. Sıkıştırıldıkça daralmış ruhu ve sert bir yumak olana kadar itişe kakışa bir top olmuşlar arkadaşlarıyla birlikte.. Sonra son sürat fırlatılmışlar ileriye.

Hedefe isabet etmeyen kar topu bir ağaç dalına çarparak dağılmış ve bizim minik kar taneciği de kıymet bilmez bir adamın ellerine düşüvermiş. Ama farkında değilmiş elbet, yine hemen sevmekle başlamış işe. Birden, düştüğü elin sıcaklığı varlığını yok etmeye başlamış. Daha “ne oluyor?!” demeye fırsat bulamadan buhar olup uçuvermiş kar taneciği.

Şimdi o yüzden her karda çatılara düşen kar tanelerine bakıyorum.. Balkona çıkıp ellerimle tuttuğum kar tanelerini dualar yükleyerek meçhullere üflüyorum.. Öyle yapıyorum ki, erimesin ve yok olmasın sevimli kar tanecikleri.. Hepsi bir dua olarak ayrı ayrı yerlerde, başka güzellikler olarak hayat bulsunlar yeniden diye..

  26.01.2006

© 2021 karakalem.net, Öznur Çolakoğlu Cam



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut