Doğruluk Geçer Akçe Değilse

Mehmed Boyacıoğlu

BU ÜLKEDE modernler, ilericiler ve çağdaşları gericilerden ve yobazlardan ayırt etmede epeyce işe yarayışlı (!) bir ölçüt vardır; evlenme usul ve süreçleri.

Eğer görücü usulü ile evlenmişseniz, hele de bunu dış görünüşünüzdeki bazı unsurlar da besliyorsa, laik tasavvura göre mutsuz olduğunuz kesindir. Bu usul ile evlendiğiniz birilerince biliniyorsa, ‘mutlu musunuz?’ sorusu, aslında; mutlu olmadığınızın sizin ağzınızla da teyit edilmesini sağlamak için yöneltilir. Oysa evinizde ve birlikte olduğunuz diğer mekânlarda melekleri bile imrendirecek bir birlikteliğiniz vardır belki de. Laik tasavvurun bunu anlamaya niyet ve isteği yoktur.

Beri taraftan flört ettiğiniz biliniyorsa sizin mutlu bir evliliğiniz olduğu kesindir(!). Aşk evliliği yaptığınız sorgulanmadan kabul ediliverir. Aylarca birlikte çıktığınız birileriyle evlendiyseniz, bir sene bile geçmeden, boşanmak için mahkeme merdivenlerini aşındırabileceğiniz nedense pek akla getirilmez.

Gerçekte ise, flört ederek evlenenler içinde, “çağdaş” diye nitelendirilen bir hayat tarzı sürdürmeyenler olduğu gibi, görücü usulü ile evlenenler arasında da çağdaş denilen hayat tarzını benimseyenler vardır. Örtülü oldukları halde tesettürün gerektirdiği hayâya uygun davranışlar sergilemeyenler olduğu gibi, örtülü olmayanlar içinde de görücü usulünü benimseyerek evlenenler vardır.

Öte yandan, tartışmanın her iki yanında olanların da ihmal ettiği, görmezden geldiği bir hakikat vardır ki; bugün onun üzerinde biraz durayım istedim. Bilindiği üzere, doğru kanaate doğru bilgi ve haberler ile ulaşılır. Yanlış ve eksik bilgi ve haberler ile doğru kanaatler oluşmaz ve onlar üzerine kurulu evlilikler de sıhhatli olmaz.

Şunu demek istiyorum: görücü usulünü tercih edenler de, flörtü benimseyenler de, müstakbel eşler hakkında doğru bilgi ve haberler almaktan çoğu kez uzaktırlar.

Görücü usulü ile evlenenler sıklıkla yanlış bilgilerin ve abartıların kurbanı olurlar. Diyelim ki, köyde Hasan Ağa ile Veli Efendinin arası bir tarla anlaşmazlığı yüzünden bozuk ise Veli Efendinin kızını istemeye gelen görücüler, onun kızı hakkında Hasan Ağanın hanımından bilgi almaya kalkarlarsa, duyacakları hiç de iç açıcı olamayabilecektir. Biçare kızcağız mübalağalar ile aşağılanacak, iyi bir eş olamayacağı söylenecektir. Aynı şey, kentte televizyonun sesi yüzünden kavga eden iki apartman komşusunun çocukları için de geçerlidir. Ama iki ailenin arasında hiçbir problem yoksa ve adayımız da yakınlarda, hakkında görüşü sorulan birilerine bir ikramda bulunmuşsa, ondan iyisi yoktur; dünya güzelidir, kimse hiçbir konuda onun eline su dökemez… Kusurları ne kadar büyük olursa olsun görmezden gelinecektir.

Beri taraftan, flörtle evlenenlerin çoğu, kız tarafının sıklıkla gördüğü manevî zararlar bir yana, müstakbel eşlerini tam olarak tanıyacak verilerden yoksundurlar. Caddelerde saatlerce olta atmakla ya da kentin seçkin bir lokantasında birlikte vakit geçirmekle müstakbel eş tanınmaz. İnsanın fıtrî ortamlarda nasıl davrandığını bilmektir asıl olan. Önemli olan, kişinin, başta anne-babası olmak üzere akrabaları, komşuları ve iş arkadaşları ile kurduğu ilişkinin kalitesidir. Onlara karşı saygılı, edepli, olup olmadığının bilinmesidir. İşindeki gayretinin, - kadınsa özellikle mutfaktaki maharetinin- zamanı verimli kullanıp kullanmadığının bilinmesidir. Caddelerde dolaşanlar, birbirleri hakkında bu tür bilgileri elde edemiyorlar. Kısacası, onlar, çoğunca, gerçek birer sevgiliyi değil, büyüğümüzün Kastamonu Lahikasında ifade ettiği türden birer hayalî Ziyâeddîn’leri seviyorlar. O Ziyâeddin’lerin de altı ay, bilemediniz bir yıl sonra gerçek halleri ortaya çıkınca tarafların biri veya her ikisi de hayal kırıklığına uğruyor, çoğunca mahkemelerin yolunu tutuyorlar.

Sözün özü, müstakbel eşler birbirlerini iyi tanımalı; bu tanıma bir ya da iki tarafa zarar verecek kadar ileri gitmemeli; ama çok daha önemlisi birbirleri hakkında doğru ve güvenilir bilgiler etmelidirler.

Bu bilgiler de ancak, istişarenin hakkını verecek biçimde, tarafları doğru bildirmekle olur. Doğruluğa, her şeyi, ifrat ve tefritten uzak vasfetmeye öylesine muhtacız ki…

  18.01.2006

© 2021 karakalem.net, Mehmed Boyacıoğlu



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut