Gripli garip kuşlar

KUŞLARIN BAŞLAR üzerinde uçuşu talih sayılırken, şimdiki günlerde bir garip karşılanıyor, gripten dolayı. Grip garipleştirdi kuşlara bakışımızı…

Hür olmanın sembolü sayılan kuşların kanatları ölüme kanat çırpıyor şimdilerde. Ölüme uçuyorlar, ölüme uçuruyorlar… Hepsi öyle olmasa da, kuşku bütün kuşlar üstünde geziyor.

Tüy misali savrulan hayatta kim hikmet tanelerini yem misali yeme gayreti içerisinde?

Gelir göçer göçmen kuşlar gibi göçüşümüz gösteriliyor grip garabetinde… Hayatı bu pencereden seyredenin kulağına kuşlar neler söylüyor?

Sanılan gibi hayatın sağlam zeminde oturmadığı zihinlere savruluyor. Safi zihinler bunu çabuk kavrıyor da, tortulaşmış kafalar gaflet kumundan başını kaldırıp etrafın güzelliklerini göremiyor. Nefis ve şeytan avcılarına av olmaktan da kurtulamıyor.

Günah virüsleri kalp kapısından girip sonsuzluk yolcusuna ölümcül darbeler vuruyor. Teninin kalınlığına bakıp aldanan aldırış etmiyor buna…

İtlaf olan kalp, telef edilen ömür onun zahir nazarında önemsiz şeyler. Böylesi bir bakış beynini kuş beyni kadar kullanamamak, zihnini zırvalarla heder etmektir.

Kuş misali konduğumuz dünyayı devamlı yurt görmek garabeti gripten çok daha ciddi bir hastalık hali, geldiği yeri ve gideceği ebed beldesini görmeme veya görmemezlikten gelme ciddiyetsizliği… Halbuki kabiliyetleriyle kâinatın tam ortasında oturan ve herkesin ona nazar ettiği bir varlık insan… İnsansız kâinat kuşsuz yuva gibi…

Akıl ve kalp kanatlarıyla kâinatın bir ucundan diğer ucuna bir çırpıda uçabilecek istidatta olan insanın küçük dünya kafesinde kendini hapsetmesi istidatlarını itlaf etmesi değil de nedir? Sonsuzluğu uzanan uzun yolculuğunda ilk durakta kanatlarını kırması değil midir?

Şeytanın nefis üssüyle kışkırttığı kuşku kuşlarına yem olmayan böylesi bir kırılmadan kurtulur. Düşmanını iyi belleyen dostunu da iyi seçer. Firavun’dan dost olmayacağını gören Musa’yı dost bilir.

Gribin hakikatini görmeyen kuşlara düşman kesilir, telef eder onları. Garip bir yolcu olduğunu unutup telef ettiği ömrün hesabını yapmaz hiç. Yaktığı hayatı yanmamak kuş yakmaktan daha acınası bir durum…

Günah gribinin bulaşmaması için ağzı kötü kelamdan, gözü kem ve kısır nazardan korumasını bilir kendini bilen insan… Bulaşmışsa mikrop, istiğfar ve tövbe dezenfektanlarını temizleninceye kadar kullanır, sevdiklerine de verir o ilaçlardan.

Kurtulmuşsa gribin ağırlığından kuşlar kadar hürdür artık, ubudiyet kanatlarıyla mahbubiyete kadar uçabilir…

Kuşun kanatlarını kullandığı kadar kabiliyetlerimizi kullanabilsek kâinat kanatlarımızın altında kalacak…

Günahların gri akşamlarından arınmışlığın sabahında dirilsek kâinat sonrasındaki sonsuz mutluluk kapıları bizim için açılacak…

Gripli garip kuşlar kadar içimizi grileştiren günah griplerine de dikkat. Umumi tövbe ve istiğfarla içimizi ve dışımızı temizlemezsek çok daha büyük garipliklerle karşılaşabiliriz. Kâinat bizim için çırpınıyor çünkü…

  16.01.2006

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut