Aşk ile Dönmek

BİR ÇOCUĞUN topacı, etrafına aldırmadan dönüyor, üzerindeki renkler tek bir renge bürünüyor dönerken.

Çocuğun kolundaki saatin camına, sağdan sola dönen saniye ibresi yansıyor..

Bir helikopterin pervanesi, müthiş bir hızla dönüyor..Döndükçe yükseliyor helikopter..

Bir çömlek ustası, tezgahını döndürüyor, dönen toprak, muaazam bir şekil alıyor, usta ellerde.

Arabaların, otobüslerin, bisikletlerin tekerlekleri durmadan dönüyor..Kimi zaman raylar üzerinde ilerleyen tekerler, kimi zaman toprak yollar üzerinden geçiyor..Tekerlek kendi etrafında dönüyor..Ama araç olduğu yerde durmuyor; ilerliyor..

Çıkrığı kendi etrafında döndüren el, kuyuya sarkıttığı kovasını çekiyor.

Su çarkı, üzerine boşalan suyla, kendi etrafında dönerken, bir elektrik enerjisi üretiliyor..

Kan, kalp ve akciğerin etrafında dönüyor, akciğerde temizlenip, kalpten pompalanıyor..

Elektron, spin hareketiyle, kendi ekseni etrafında sabit bir hızla dönüyor. Aynı anda, atomun çekirdeği etrafında büyük bir hızla dönüyor ve böylece madde, madde oluyor.

Ay, dünyanın etrafında dönüyor, geceleri, güneşin ışığını taşıyor dünyaya.

Dünya, kendi etrafında dönüyor, gün oluyor, güneş etrafında dönüyor, mevsim oluyor.

Güneş, kendi etrafında 26 günde bir kez dönüyor ve galaksimizdeki diğer yıldızlarla birlikte 230 milyon yılda galaksiyi dolaşıyor..

Müslümanlar, Mekke’de Beytullah’ı tavaf ediyor.

Melekler, arşın etrafında dönüyor..

Kainatta hep bir dönüş var..

Mevlana Celaleddin Rumi de aşk ile dönüyor. Allah aşkı ile. Kuyumcu Selahaddin’in sarraf dükkanının önünden geçerken onun çekiç darbelerindeki ritimlerden cezbeye kapılıp semaya başlıyor. Bir gün Konya sokaklarında dolaşırken, “dilku, dilku” diye avladığı tilkinin postunu satan bir Türkmen’in sesini duyarak semaya başlıyor. Zira dilku’nun Farsça manası “gönül, neredesin?”.imiş. Bu sözleri duymak kafi oluyor dönmeye başlaması için.

“Başımı koyduğum her yerde, secde edilen O'dur.
Dört köşe ve altı bucakta tapılan O'dur.
Bağ-bahçe, gül-bülbül, SEMÂ, sevgili;
Bütün bunlar hep bahane; asıl maksat olan O'dur” diyor.

Kainattaki bu dönüşün “aşk” ile olduğunu anlatıyor Mevlana.

Her şey akar, hiçbir şey durmaz.” diyen Herakleitos’un diyalektik kuramını aşk ile tamamlıyor.

Bu aşkla dönüşten olsa gerek, yedi buçuk asır sonra hala sevenlerinin onu anması.

Semanın tarifi bu yüzden bu denli güzel demek:

|8“Semâ nedir biliyor musun?

Belî (evet) sesini işitmek, kendini unutup Allah'a kavuşmaktır.

Semâ nedir biliyor musun?

Dostun hâlini görüp bilmek ve lâhut perdelerinden Allah'ın sırlarını işitmektir.

Semâ nedir biliyor musun?

Varlıktan habersiz olmak ve mutlak fânîlik içinde bekâ zevkini tatmaktır.

Semâ nedir biliyor musun?

Nefisle savaşmak, yarı boğazlanmış tavuk gibi toprakta kanlı bir hâlde çırpınmaktır.

Semâ nedir biliyor musun?

Yakup peygamberin ilâcını ve Yusuf'a kavuşma kokusunu gömleğinden hissedip koklamaktır.

Semâ nedir biliyor musun?

Musa peygamberin asası gibi her dem Firavunun sihirlerini yutmaktır.

Semâ nedir biliyor musun?

Meleğin sığmadığı 'li mâ Allah' sırrına vasıtasız olarak ulaşmaktır.

Semâ nedir biliyor musun?

Şems-i Tebrizi gibi gönül açmak ve kudsî nurları görmektir.”  Mevlana|9

732 yıl sonra, Mevlana’nın Hakk’ın Rahmeti’ne kavuştuğu gün anılıyor şimdi. Semazenler onun gibi aşk ile dönüyor.

Bize de aşkı hatırlatan, hikmetli sözleri yüreğimize serpiştiren Mevlana’ya yüce Kitabımızdan sureler okumak, onun anlattıklarını anlamaya çalışmak ve anlatmak düşüyor.

  17.12.2005

© 2021 karakalem.net, Rabia Nazik Kaya



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut