GÖZLERİMİ SAĞA, sola ve aşağıya çevirdim.
İstemli-istemsiz bir yukarı baktım, bir aşağı.
Yediğim besinlerden aldığım enerji, gözlerimi çeviren kaslara kadar geldi, minicik şeker taneleri harcandı, sinyaller iletildi.
Bu sırada ben sadece boş boş bakmakla meşguldüm.
Gözle görülmez milyonlarca fabrika çalıştı, hücre zarları arasından moleküller geçti, denge sinyalleri gitti, bir yandan da beynimde gördüklerimin resmi oluştu. Aynı zamanda görülenler kaydedildi.
Sadece gözlerimi şuraya buraya çevirmemle, milyonlarla fabrika emrime sunuldu.
Sermayesi bol Rabbim öyle çok sermaye verdi ki, gözlerim kurumadı, sürekli kırpıldı, sürekli içerisi temizlendi. Ben ise sadece boş boş bakındım. Ama Rabbim bir boş bakışım için nimetlerini önüme serdi de serdi.
Kıpırdayan göz kürelerim bana bunları fısıldadığında, bir de başka gözle baktım etrafıma.
Bir başka mutlu oldum.
Bir göz göremediği zaman nasıl mutsuzsa, kâinatta ‘görülmeyi’ bekleyen herşey de kendisini izleyenler olmadığında öyle mutsuzdu.
Efendimizin (a.s.m.) gördüğü nesnelerin nasıl da mutlu olduklarını, onu görenlerin nasıl mutlu öldüklerini düşündüm. Onun geçtiği yerlerin nasıl saadetli bir atmosfere büründüğünü...
Onun gibi geçmek istedim yollardan, onun gibi görmek istedim âlemi.
Hayatımda, etrafımda her nasıl bir sorun var ise, onsuz (a.s.m.) oluşumuzdan olduğunu anladım.
Onun gibi bakmayan gözler mutsuz bakıyor hayata, bomboş bakıyor. Onun gibi konuşmayanlar birbirlerini kırıyor. Onun gibi düşünmeyenler, birbirinin hakkını yiyor. Onun gibi yaşayanların olmadığı bir ortama düzensizlik, isteksizlik, adaletsizlik ve daha nice karışıklık hâkim oluyor.
Anladım ki, her nerede bir eksiklik varsa, orada Peygamber Efendimizin (a.s.m.) yaşantısına uyma gayreti eksik. Allah’ın en çok sevdiği kulun sevgisi eksik.
Gözlerim göğe uzanıyor şimdi. Dilim salât ve selama uzanıyor.
Göğe uzanıp Seni anan gözlerimin kıpırdanışına şükürler olsun Rabbim..
Senin için dönsün gözlerim. Senin için baksın baktığı yerlere.
Bu gözler Rasûlullah aleyhissalâtu vesselam gibi bakabilsin.
Verdiğin nimetler ancak ‘Senin için’ tükensin Rabbim...