Öyle de sakal, böyle de!

MUSA ALEYHİSSELAM zamanında, gece gündüz ibadetle meşgul bir zât vardı. Fakat, bu kadar ibadette bulunduğu halde, gönlünde zerre kadar bir zevk, ruh dünyasında zerre miskal bir açıklık hasıl olmaz; gönül güneşinin parlaklığını bir türlü bulamazdı.

Bu iyi adamın hayli uzun bir sakalı vardı. Arada bir sakalını tarardı.

Bir gün uzaktan Hz. Musa’yı gördü. Yanına varıp:

“Ey Tur Dağı tecellisine mazhar olan peygamber!” dedi. “Allah aşkına, Rabbinden sorar mısın: Ben neden bu haldeyim? Neden bunca ibadet ettiğim halde içimde bir zevk, bir huzur, bir ışıltı hasıl olmuyor?”

Hz. Musa, Tur Dağına varınca, bunu da Rabbine sordu.

Allahu Teâlâ:

“O bizim vuslat incimizi elde edemedi, yok yoksul bir halde kaldı” buyurdu ve sebebini şöyle açıkladı: “O hep sakalıyla meşgul olup durdu.”

Hz. Musa gelip adama bunu söyleyince, adamcağız üzüntü ve öfke içinde sakalını yolmaya başladı. Bir yandan ağlıyor, bir yandan sakalının yoluyordu.

Bunun üzerine, Cebrail hemen gelip Musa aleyhisselama Allah’ın mesajını getirdi:

“Şimdi de yine sakalıyla meşgul...”

Bunun üzerine adam anladı ki, iki halde de sakalı onu O’ndan uzaklaştırıyor. Önce sakalından geçmeli ki, bu denizi aşıp huzur-u ilâhî iklimine ulaşma yolundaki niyetini doğrultmuş olsun.




(Ferideddin Attar)

  18.11.2005

© 2021 karakalem.net, İsmail Örgen

  1.  Bu yazının geçtiği eseri incelemek -veya satın almak- istiyorum.



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut