Hakkın hatırı için

HZ. OSMAN’IN halifeliği sırasında, Hz. Ali, ağabeyi Cafer’in oğlu Abdullah’ı, bir arazi davasında vekil olarak Hz. Osman’a yolladı. Dava, ikisi de ‘cennetle müjdelenen’ on sahabi, yani ‘aşere-i mübeşşere’ içerisinde yer alan Hz. Ali ile Hz. Talha arasındaydı. Aradaki anlaşmazlığın sebebi ise, birbirlerine komşu oldukları bir arazideki sulama kanalıydı. Hz. Ali bu sulama kanalının kalmasını, Hz. Talha ise kaldırılmasını istiyordu.

Abdullah b. Cafer, amcası Hz. Ali adına gidip durumu halife Hz. Osman’a dava edince, Hz. Osman ertesi gün Muhacir ve Ensardan bir grupla birlikte bineğine binip dava konusu araziye doğru yola koyuldu. Giderlerken, bir adam iki güzide sahabi arasındaki bu ihtilafın evveliyatı olduğunu, Hz. Ali’nin bu davayı halifeliği sırasında Hz. Ömer’e de götürdüğünü ve Hz. Ömer’in Talha lehine bir hüküm verdiğini söyledi.

Bunun üzerine, Hz. Osman:

“Ben Ömer’in karara bağladığı bir davaya bakmam” diyerek geri döndü.

Abdullah b. Cafer de, gidip durumu Hz. Ali’ye anlattı. Hz. Ali, Hz. Osman’ın Hz. Ömer’in hakkında hüküm verdiği bir ihtilafta yeni bir hükümden kaçındığını öğrenince, yeğeni Abdullah’a:

“Git, Talha’ya ‘Sulama kanalı senindir, ona dilediğini yap’ de!” diye emretti.

Abdullah b. Cafer gidip durumu Talha b. Ubeydullah’a aktarınca, Hz. Talha Hz. Ali’yle yıllar süren bir ihtilafın nihayet sona ermiş olmasından dolayı çok sevindi. Ve, hemen hizmetkârlarından ridası ile ayakkabılarını isteyerek, Abdullah b. Cafer’le birlikte kalkıp Hz. Ali’nin yanına geldi.

Hz. Ali, onu görünce, merhabalaştı ve:

“Sulama kanalı senindir, dilediğini yap!” dedi.

Talha da şöyle dedi:

“Kabul ettim ve teşekkür etmek için geldim. Fakat yerine getirilmesi gereken bir ihtiyacım var.”

Hz. Ali:

“Nedir o?” deyince, Talha açıkladı:

“Bu araziyi, içindeki hizmetçiler, hayvan ve âletlerle birlikte sana hediye ediyor ve senin kabul etmeni arzu ediyorum.”

Bu hareketiyle Hz. Talha’nın verdiği mesaj açıktı. Yıllar yılı bu ihtilafta kendi hak davasını koruması, ‘mal hırsı’ndan değildi. Bilakis, sulama kanalı üzerinde kimin söz sahibi olduğunun ortaya çıkması içindi. Bu hakkın kendisine ait olduğu ortaya çıktığına göre, hakkı olan bu sulama kanalı ve yine kendisinin olan arazi üzerinde dilediği şekilde tasarrufta bulunabilirdi. Ki bu tasarrufu da, araziyi sulama kanalıyla birlikte Hz. Ali’ye hediye etme şeklinde olacaktı.

Hz. Talha’nın bu açık yürekli teklifi karşısında, Hz. Ali:

“Kabul ettim” karşılığını verince, Talha sevindi ve iki güzide sahabi kucaklaşıp ayrıldılar.

Bu tablonun şahidi olan Abdullah b. Cafer, olayı şöyle anlatacaktı:

“Bilemiyorum onlardan hangisi daha cömert: Sulama kanalını ikram eden Ali mi, önce sulama kanalını vermezken sonra bütün araziyi ikram eden Talha mı?”

  18.11.2005

© 2021 karakalem.net, İsmail Örgen

  1.  Bu yazının geçtiği eseri incelemek -veya satın almak- istiyorum.



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut