İkinci adama dikkat, üçüncüye de!

UZUNCA ZAMANDIR, bir adam, özellikle dikkatimi çekiyor. Belki de obsesif bir durum benimkisi. ‘Takmış’ durumdayım. Birilerinin ‘aman ne esprili’ diye gazetelere ve TV haberlerine aktardığı halleri, bende daha ziyade ‘duyarsız’ ve ‘pişkin’ kelimelerini çağrıştırıyor. Kendinden pek emin. Hani neredeyse, “Yaparım lan, n’olcak lan” üslubuyla yapıyor yapacağını.

Görüştüğüm birçok insan, özellikle işi doğrudan ticaretle, iş hayatıyla ve maliyeyle ilgiliyse, onu anarken pek de sıcak duygularla anmıyor. Eşi ‘eksılınt’ bulduğunu belirtse de, onu öyle görmeyen pek çok insan var. Hele hele, bu kadar ilkeli bir iktidarın, bu kadar idealist bir kadronun içinde onun ‘duyarsız’ ama ‘iş bitirici’ üslubunun ‘sırıttığı’ düşünülüyor.

Sözün kısası, çoklarının gözünde, o seyrettiğimiz son iktidar filminin ‘Nuri Alço’su yahut ‘Erol Taş’ı. Başrol oyuncusuna lâf yok; o çok iyi. Başka iyiler de var, ama o var ya o, işte o görüntüyü biraz bozuyor.

Bu kabil yorumları ne zaman duysam, verdiğim tepki, şu soruyu sormak oluyor: “Onu o makama uygun gören ve orada tutmaya devam eden kim? Onu başrol oyuncusu için özellikle değerli kılan, kötü adam rolünü başarıyla oynaması; dolayısıyla başkalarına, özellikle de başrol oyuncusuna yönelecek tepkileri paratoner gibi üzerine çekmesi olmasın?”

Bu kabil soruları, her siyasî iktidar için saklı tutmanın akıl sağlığı açısından lüzumuna inanıyorum.

Dahası, bu kabil soruları, ‘siyasî’ olsun olmasın, her türlü ‘iktidar’ için de saklı tutmamız gerektiği inancındayım.

Çünkü, bu soru, dikkatimizi rol icabı ‘kötü adam’ rolüne rıza gösterenden çeker ve ona o rolü uygun görüp orada tutana yöneltir. Asıl mesele, birilerine kötü adam rolü biçmeyen bir beraberlik ortaya koyabilmek; ‘kötü adam’sız bir ‘erdemliler birliği’ni muhayyilesine yerleştirip irade edebilmektir.

Açıkçası, ‘birinci adam’ın kalitesi, ikinci, üçüncü veya dördüncü adama biçtiği rolden ölçülür. Siyasî veya değil, herhangi bir iktidar oluşumunda, ‘birinci’ adam, gerçekten onun için ve onun izniyle iş yapan ama insanların suçu ondan bilip şikâyetlerini ona yönelttikleri bir ‘ikinci adam’ tutuyorsa yakınlarında, ortada bir ‘kurnazlık’ vardır. Kurban, muzdariptir. Ama liderin, birinci adamın çok iyi olduğundan, meselenin kesinlikle onunla ilgisi olmadığından da emindir. Ortada hoş olmayan, can yakan, insanın gücüne giden birtakım işler ve icraatlar vardır ama, bu durum işte o ‘ikinci adam’ların işidir. Birinci adam bir görse bunu, bir haberdar olabilse bundan, mesele düzelecektir.

Bu tahayyül içinde, sorulmayan soru hep şudur: Onu oraya koyan kim? Ve neden orada tutmaya devam ediyor?

Bu basit soru, her düzeyden ‘iktidar’ oyununun mağdurları için, sorulması gereken temel sorudur.

Bu basit soru, ‘kötü adam’a kızarken, ona ‘kötü adam’ rolü biçeni alkışlama gibi bir saflıktan bizi kurtaracak; bu sorunun beraberinde aklımıza mukayyet olduğumuz ölçüde, ‘lider’ler oyunu mertçe oynamaya mecbur kalacaktır.

O yüzden, her hal ve şartta ‘ikinci adam’a dikkat. Üçüncüye de!

Ve ‘birinci’lere bir mesaj: Tercihleriniz sizi tebrie etmez, bilakis sorumlu kılar.

  20.09.2005

© 2021 karakalem.net, Metin Karabaşoğlu



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut