*Bu sayfa, sitemize gelen, sitemizdeki ana sayfaların formatına denk düşmediği için bu sayfalarda değerlendirmediğimiz, ancak paylaşmaya değer bulduğumuz yazıların sunulduğu bir havuz olarak tasarlanmıştır.

 Çin’de Türkçe İbadet Tartışması

“Baksana” dedi. “Şimdi burada Çinliler var, Hintliler var, Pakistanlılar var, Arap var, Zenci var, Boşnak kardeşimiz Mirsat var, Türk var, bir sürü milletten Müslüman var. Çince bilmediğimizden imam efendinin vaazını anlayamadık. Ama ezanı anladık, Tekbiri anladık, selamı anladık.. Hepsini anladık! Anadili başka başka bir sürü insanız; ama hepimiz bunları anladık. Her millet kendi kafasına göre kendi ezanını, ibadetini vesairesini yaparsa biz nasıl anlaşırız burada?”


YAKIN BİR zaman önce şahit olduğum ve Türkçe ibadet bahsiyle ilgili olarak ‘ortalama vatandaş’ın sağduyusunu yansıtan hoş bir hadiseyi sizlerle paylaşmak istedim.

Derd-i maişet vesilesiyle gittiğim Çin'in, Guang Zhou şehrindeydik. Ticari ilişkiler içinde olduğumuz üç kişiyle beraber, Cuma namazı için, bulunduğumuz şehrin Hicri 70 tarihli camisinin yolunu tuttuk. Yanımdaki üç kişiden birisi Mirsat isimli, dindar ve genç bir Boşnak, diğeri ‘akşamcı’ olarak tanımlayabileceğimiz ama ‘Cuma geceleri içmeyenler’ takımından, dine hürmetkar Türk bir abimiz. ve üçüncüsü de Yaşar Nuri'ci, beş vakit namazında ama modern bir hacıamca…

Meğer, İstanbul'dan beraber gelen bu iki abimiz, uçakta uzun uzun Türkçe ibadet ve ezan tartışması yapmışlar—bu arada söyleyeyim, uçuş 14 saat sürüyor. Namaz kılan modern hacıamca, Türkçe ezan ve ibadeti savunurken, namaz kılmasa da dine bakışı daha sahih olan ‘akşamcı cumacı’ abi “Olmaz öyle şey!" diye diretmiş.

Neyse, Cuma namazından dağılırken kendisi beş vakit namaz kılmasa da Türkçe ezan karşıtı abi diğerinin koluna girdi. “Abi baksana” dedi. “Şimdi burada Çinliler var, Hintliler var, Pakistanlılar var, Arap var, Zenci var… Bak, Boşnak kardeşimiz Mirsat var, Türk var, bir sürü milletten Müslüman var. Çince bilmediğimizden imam efendinin vaazını ve hutbeyi anlayamadık. Ama ezanı anladık, Tekbiri anladık, duaları anladık, Selamı anladık.. Hepsini anladık! Anadili başka başka bir sürü insanız; ama hepimiz bunları anladık. Yani, bunları anlamak demek, Arapça bilip bunların anlamını kelime kelime bilmek demek değil abicim. Her millet kendi kafasına göre kendi ezanını, tekbirini vesairesini yaparsa biz nasıl anlaşırız burada? Mümkün mü abicim?”

Modern hacıamca sustu. Ik-mık etmeye kalktıysa da birşey diyemedi. Bizimkisi hızını alamamış olsa gerek ki, beraber yürüdüğümüz Mirsat'a döndü, anlamadığını bile bile, "Öyle değil mi Mirsat kardeş?" dedi. "Anlamadık mı ezanı, Kur'an'ı, tekbiri, duayı?" Konuyu İngilizce olarak Mirsat'a aktardım. "Gayet tabii" dedi Mirsat. "Hepsini anladım." Bizimkisi devam etti: "Bak abi!" dedi. "Günlük çok basit birşeyleri bile birbirimize anlatamadığımız, neredeyse ortak hiçbir dilimiz olmayan birisiyle muazzam bir ortaklığı yıkmaya yönelik birşey, dine ihanettir!"

Hacıamcamız kendince Yaşar Nuri'den birşeyler aktarmaya kalktı, ama hızını alan diğer abimiz hiç dinlemedi bile. "Yok abi yok!" dedi. "'Nasılsın?' bile diyemediğim bu Mirsat kardeşimle diyalogumu koparmaktan başka neye yarar bu? Hiçbir şeye yaramaz!" Öbürü yine birşeyler demeye kalkmıştı ki, lafını ağzına tıktı: "Laikçilerin taşeronu olmuşsunuz, farkında değilsiniz abi siz!"

Öbürü tamamen sustu...

Bunun üzerine, akşamcı abimiz bana döndü: "İzzet’çiğim" dedi, "bu kadar hocalık yeter..." Gülerek devam etti: "Bizim otelde iyi viski yok. Bana Johnnie Walker bulsana...."

Yüzümü buruşturdum. "Abi" dedim, "İçmene birşey diyemem; senin tercihin. Ama, bu taşeronluktan azat kılsan beni!"

Gülüştük.

Türkiye'nin hayli çetrefilli bir toplumsal yapısı olduğunu ve ezbere sığ tahliller yapmanın verimsizliğini bir kez daha düşündüm...

  13.07.2004

© 2021 karakalem.net, İzzet Akyol



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut