Arşiv

 Kartvizit

Zerrin Ulusoy

GEÇEN HAFTA arkadaşımın telefon defterinde bir numara ararken arasındaki bir kartvizit dikkatimi çekti. Ortada kartviziti bastıran şahsın ismi, altında ise ünvan olarak ‘kimya mühendisi’ yazılıydı. Kartın üst kısmına ise bir züccaciye dükkanının ismi basılmıştı. Şaşkınlıkla yanlış mı okudum acaba diyerek karta tekrar tekrar baktım. Kimya mühendisliği ile züccaciye dükkanı arasında bir ilişki kuramamıştım. Fakat hayır, yanlış okumamıştım. Belli ki kartı bastıran şahıs kimya mühendisliğini bitirmiş, fakat sonradan ticarete atılıp bir züccaciye dükkanı açmıştı. Kartvizitin altına da “Bakın, ben mühendisim ha; sıradan bir esnaf değilim” dercesine ‘müh.’ ibaresini yazdırmadan edememişti. Fesübhanallah dedim kendi kendime. Ve gülmekten de kendimi alamadım.

O akşam da, çoğu akşam olduğu gibi binbir düşünceler, binbir hesaplar ile yatağa girmişken, bu kartvizit tekrar hatırıma geldi. Şunu şöyle yapayım, bunu böyle yapayım, bunu böyle ayarlayayım diye planlar yapıp kurgular kurarak, olabilecek tüm ihtimalleri hesaba katarak kafamda senaryolar yazarken, zihnim gene ağır bir yükün altına girmişti. Fakat gene çoğu zaman olduğu gibi, ölüm fikri kıyıdan köşeden bir yerden zihnime girmeyi başarmış, bütün hesaplarımın, planlarımın üzerine dinamit yerleştirmişti. İşte gene hayata ait sorularla başbaşa kalmıştım.

Duygularım “Hayır, şimdi değil, daha yapacak çok işim var” diyerek ölüme karşı direniyordu. Fakat ölümün ne zaman geleceğinin belirsiz olması bütün güzel planlarımı, hayallerimi, umutlarımı anlamsızlaştırıyor, bütün şevkimi ve arzumu kırıyordu.

İşte bunları düşünürken o kartvizit gözümün önüne geldi. Fakat bu sefer kartın üzerinde kendi ismim yazılıydı. Altında da asıl mesleğim, gerçek vazifem. Binbir çeşit ikram ve ihsanatla misafir edildiğim şu kâinat sarayının Sahibini tanımakla vazifelendirilmiştim. An be an tazelenen mahlukatın ne kadar muazzam ve hikmetli yaratıldığını seyretmek, seyrettikçe hayret etmek, hayret ettikçe o saray Sahibinin uluhiyetinin sınırsızlığı karşısında alnımı yere koyacak kadar alçaldığımı ifade etmek Zat'ın emirlerini tanımak ve O’nun izni dairesinde hareket etmekti.

İşte asıl vazife buyken, ben de o kartvizitteki şahıs gibi, gerçek mesleğimi bir kenara bırakmış, bir züccaciye dükkanındaki cam eşyalar çeşitliliğinde kendime değişik hedefler saptamış, planlar kurmuştum. Bunun farkına da, ancak geceleri ölüm fikri gelip de sancı yaptığı zaman varabiliyordum.

Ölüm var deyip hiç üstüne almamak; ya da ahiret var deyip sanki yokmuş gibi davranmak... Hayret doğrusu! Bu sefer kendime fesübhanallah dedim, fakat gülemedim.

  15.05.2004

© 2021 karakalem.net, Zerrin Ulusoy



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut