Tevekkül: nasıl kuşlar gibi özgür olunur?

Zeyneb Hafsa

“Onlar tevekkül edenlerdir (mütevekkilûn).” Hz. Ömer şöyle cevap verdi: “Hayır, onlar yiyicilerdir (müteekkilûn). (Çünkü) insanların mallarını yiyorlar. Asıl mütevekkil, tohumu toprağa attıktan sonra da Allah’a tevekkül edendir.”

Metin Karabaşoğlu ağabeyin yaklaşık bir sene önce Şekercihan’da konuk olduğu Çarşamba derslerinden bir tanesinin konusu tevekkül ile ilgili. Hemen her daim hayatın temel meselelerinden biri olan bu konu özellikle pandemi ile birlikte daha da ehemmiyet kazandığından özellikle tercih edilmiş.

Bahsi geçen yayında kendisine şu hadis-i şerifin anlamı soruluyor:

“Eğer siz Allah’a gereği gibi güvenseydiniz, (Allah), kuşları doyurduğu gibi sizi de rızıklandırırdı. Kuşlar sabahları kursakları boş olarak çıktıkları halde akşam dolu kursaklarla dönerler.” (Tirmizî, Zühd, 33; İbn Mâce, Zühd, 14)

Bu hadis genelde rızık için çalışmanın gereksizliğine -çünkü bu yoruma göre çalışmak tevekküle aykırıdır- yorulmaktadır. Metin ağabeyin bu hadise dair yaptığı yorum ise kısaca şöyle: kuşlar bile kursakları boş bir şekilde yuvalarında oturmamakta, bilakis rızıkları için dolaşmaya çıkmaktadırlar!

Kitabü’l-Kesb’de tevekkül ve kazanç

Bahsi geçen hadis ve yorumları, İmam Muhammed Şeybânî’nin (ö. 189/805) Kitabü’l-Kesb (Kazanç Kitabı) adlı eserinde de yer almaktadır. Fakat Şeybânî’nin özelde bu hadise yer vermesi, genelde ise böyle bir kitabı kaleme almak istemesinin özel ve önemli bir sebebi vardır. O dönemde kendilerini zâhid olarak adlandıran bir grup, çalışmanın tevekküle aykırı olduğunu iddia etmekte, bu iddialarına bir delil olarak da bu hadisi zikretmektedir. Şeybânî ise günümüz bilimsel yöntem anlayışı için bile oldukça gelişmiş diyebileceğimiz bir yöntem takip edip önce onların iddialarını noktası ve virgülüne dokunmadan tek tek açıklamış -hatta doğrudan bu kısımları okuyanlar bunların Şeybânî’nin sözü olduğunu bile sanabilir- ve ardından da bunları çürütücü delillerini öne sürmüştür.

Hz. Ömer’den rivayetle aktarılan tevekkül ve kuşlarla ilgili hadisi açıklarken Şeybânî şunları dile getirmektedir:

Hz. Ömer (ra) kurrâdan bir topluluğa rastladı. Onların başlarını önlerine eğmiş, oturduklarını gördü. “Bunlar kimler? diye sordu. Denildi ki: “Onlar tevekkül edenlerdir (mütevekkilûn).” Hz. Ömer (ra) şöyle cevap verdi: “Hayır, onlar yiyicilerdir (müteekkilûn).” (Çünkü) insanların mallarını yiyorlar. Size asıl tevekkülü haber vereyim mi?” “Evet” şeklinde cevap aldıktan sonra Hz. Ömer (ra) şöyle buyurdu: “Asıl mütevekkil, tohumu toprağa attıktan sonra da Allah’a tevekkül edendir.”

Dolayısıyla Şeybânî, Hz. Ömer’den rivayetle aktaran bir hadisi kullanarak çalışmanın tevekküle ters olduğunu iddia edenlere karşı yine Hz. Ömer’den bir rivayetle cevap vermektedir. Bu ikinci hadis hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde şunu demektedir: tevekkül, oturup rızık beklemek değil, rızık için çalışmak, sebeplere başvurmak ve Allah’tan sonucu dilemektir. Tıpkı kuşlarınki gibi… Çünkü onlar da yuvalarında başlarını öne eğip beklememektedirler.

  08.11.2021

© 2021 karakalem.net, Zeyneb Hafsa



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut