İSLAM ÂLEMİNİN PARÇALANMIŞLIĞI, FİTNELERLE BÖLÜNMÜŞLÜĞÜ, sefahat sihriyle uyutulmuşluğu, sekülerlikle avutulmuşluğunu gördükçe; geleceğe dair umutlarımız, geleceğe dair emellerimiz kâh ümit denizinde yüzüyor, kâh ümitsizlik çölündü ağır aksak yürüyor. Yürek yorgun, gönül mahzun…
Suriye üzüyor, Mısır üzüyor, Irak üzüyor, Filistin üzüyor, Afganistan üzüyor, adını sayamayacağımız nice yerler, adını sayamayacağımız isimler nicedir üzüyor. Ülkemizin sürülmek istenen hal akla geldikçe üzüyor. Akıl çıkış arıyor, vicdan sıçrayış arıyor, duygular ihtizaza gelmiş çıkış arıyor; El ümit neredesin, hangi dağın ardında, hangi denizin derinliğinde, hangi rüzgârın içinde, hangi bulutta saklısın?
Hangi duanın masumiyetinde gizli, hangi niyazın içinde sırlı, hangi yakarışın içinde örtülüsün; ey ümit? Evet, varsın, bize ne zaman geleceksin? O istikbal yakın mı, uzak mı?
Seherde mi sarılmayız duaya, gündüzde mi koşturmalıyız davaya, akşamda mı dalmalıyız tefekküre, gecede mi tutunmalıyız zikre? Kalp başka nasıl tatmin olur, akıl nasıl idrak eder, latifeler nasıl vasata erişir?
Suriye’de oruç nasıl tutulur, Mısır’da ramazan nasıldır, Irak’ta iftar saatler, Somali’de sahur saatler nasıldır? Ya yıldızlı otellerde iftar, açık menü sahillerde ramazan nasıldır?
Rabiatül Edeviye Meydanı neyin meydanı? Zulme taraftar olanlar zulüm işlemiş, zulme karşı çıkması gerekenler susuyorsa zulme bulaşmış sayılmaz mı?
Sinsi damarlar dolaşıyor; damarda kan, içte nefis, dışta insi şeytanlar olarak... Ardında şirketler var, ardında örgütler var, ardında ülkeler var, ardında AB var, ardında ABD var, ardında komple teorileri var. Peki, sen ne yapıyorsun? Neye dayanıyor, karşı duruş olarak ne yapıyor, cihat ruhunu uyandırıyor, gayret atını biniyor, şevk silahını kuşanıyor; zulüm ordularına hücuma geçiyor musun?
Uzun uzadıya yorumlar yapmak değil çözüm getirici gayret içine girmek; dua zamanı dua, ubudiyet zamanı ubudiyet, hizmet zamanı hizmet, koşuşturma zamanı koşuşturma, gerektiğinde yorulma, gerektiğinde üzülme, asla nemelazımcılığa düşmeme, asla diğerkâmlığı bırakmama…
Bugün güzel bir haslet kazanma, o hasletle örnek olma, ilim adına bir şey öğrenme öğrendiğini paylaşma, uhuvvete medar, muhabbete medar, tesanüte medar davranış içinde olma… İmani eserleri kalbine okuma, nefsine dinletme… Kur’an bana ne diyor diye muhatap olma… Sünnet-i Seniyye ile edeplenme gayreti içinde olma…
Sanırım bu Suriye’nin de sorunu, Mısır’ın da sorunu, Filistin’in de sorunu, Irak’ın da sorunu, Afganistan’ın da sorunu, benim de sorunum. Umut da umutsuzluk da, çözüm de çözümsüzlük de, izzet de zillette bu sorunun içinde. O soruyu ve sorunu çözen dünya ve içindekileri çözmüş, hayatın sırrı ile sırlanmış, ölümü sır olmaktan çıkarmıştır.
© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren