Bir Umre Seyyahının Not Defterinden
Tersine tavaf

Hüseyin Eren

MESCİD-İ HARAM’IN ETRAFINDA MÜTHİŞ BİR yapılanma var. Zemzem Tower’ın en üst kısmına bakmanız için başınızı epey kaldırmanız gerekiyor, yukarı bakacağım derken boynunuzu bile ağrıtabilirsiniz, o kadar yüksek.

En üstte “Allah” lafzı yazılı onun altında büyükçe bir saat. Tower’ın bir yanında Kralın Sarayı diğer yanda Hilton Oteli. Mescidin öbür karşı tarafında ise yükselen iş makineleri, sürekli çalışma, yeni binalar yükselecek olmasından olsa gerek.

Dünyalaşma Kâbe etrafında bir nevi tavaf ediyor. Kalp Kabesi dünyalaşmış; böylesi devasa binalar onun göstergesi.

Şuurun üstünde yükselen yüksek binalar, şuur altının derinliklerinden geliyor. Derinlemesine dimdik ayakta dünya; alış veriş merkezleri, marka putları, fas food yemek tarzı bunu gösteriyor ve ters yönde bir tavaftan haber veriyor.

Hani Müslüman sade olurdu, hani israf etmezdi? Hangi şatafatlı binaların arkasına saklandı sadelik, hangi markalar satın aldı iktisadı? Saraylarla nasıl sunulur sadelik, komşudan haberin var mı Kral Efendi? Filistin’den, Irak’tan, Afganistan’dan, Sudan’dan… Daha sayalım mı?

Ya bizler, kalplerimizin, hanelerimizin, işyerlerimizin kralı değil miyiz? Komşusuz mu yaşıyoruz? Nasıl hükmediyoruz sorumlu olduklarımıza, nasıl davranıyoruz komşularımıza?

Siyah sadelik var mı üzerimizde, evimizde, işyerimizde? Siyahî nuru kalbimize, evimize, işyerimize, komşularımıza, şehrimize taşıyamıyorsak ne diye geldik buralara?

Gerçekte hangi kıble etrafında tavaf ediyoruz? Bu soru etrafında tavaf etmeye değer, hem de her gün, her saat…

  29.04.2011

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren