An’ın Fotoğrafı

Harun Pirim

“Bütün devirler, günler, aylar ve yıllar tek bir noktada toplanmış tek bir ana sığmıştır”
“sen iştesin”
“zamanın tikinde takı yakalamak...”


AYAKKABISINI GİYMEYE ÇALIŞIYORDU. Sıkı düğüm atılmıştı. Çıkarırken çözmediği düğümler şimdi ona ‘yürüyebilmen için beni çözmelisin’ diyordu.

Bir talebe geçen gün yapılması gereken ödevini erteleyip bu güne bırakmıştı. Şu anda ‘acaba yarına kalsa nasıl olur?’ muhakemesini yapıyordu.

80’lik ihtiyar ufuk çizgisine bakarak geçmişini sorguluyordu. Düşüncelerinde ilerlerken alnında ve yanaklarındaki kırışıklıklar bazen tebessümünü resmediyordu bazen de pişmanlığını ele veriyordu.

Küçük bir çocuk kaldırımın üstünde çökelmiş iki avucunda patlattığı topunun pişmanlık gözyaşlarını biriktiriyordu.

Bir çalışan, müdüre bozduğu fotokopi makinesini nasıl açıklayacağının telaşındaydı.

Bir genç babasının arabasının tamponunu çarpmıştı. Pişmandı. Babasına nasıl hesap verecekti.

Hastanenin doğum servisinde bir insan daha dünyaya gözünü açmıştı. Bebek ağlarken anne narkozun etkisiyle uyuyordu. Baba ve akrabalar ise sevinç içinde gülümsüyorlardı. Aynı hastanenin morg servisinde gözünü dünyaya yeni kapamış uyuyan görüntülü bir ihtiyar vardı. Çevresindekiler ağlıyordu. Koridorda arkasında telaşlı gözlerin güdümünde gülerek koşan 3 yaşında bir çocuk vardı. Hastanenin karşısındaki evde iftar hazırlıkları yapılıyordu. Güneş akşam vaktinin yaklaşmasıyla secdeye eğiliyordu. Aile efradı sofra başında bütün gün boyunca yaşadıklarını iç alemlerinde muhasebe ederek elleri semaya dönük şükürlerini ve af ricalarını Allah’a sunuyorlardı...

  23.05.2008

© 2021 karakalem.net, Harun Pirim