Zil çalmadan

Hüseyin Eren

Her tercih bir vazgeçiş ise, isteyen hayatta ölür, isteyen ölümde hayat bulur. Geç kalmadan, paydos zili çalmadan seçimde netleşmek vakti...


BARLA LAHİKASINDA YAZILI ŞİDDETLİ iki şehid mektubu sahte dünyanın sahte gündemlerini kırılan camlar gibi kırabilecek nitelikte. Hayat nereden seyredilirse kendini oradan gösterir. Koskocaman yıldız gözün bir çiğ damlasında kaybolur.

Yıldız bahçesinden hayatı seyredenler dünyayı sonsuzluğu uçuran bir kuş olarak görür. Kullanılmayan kanatların kaybettirdiğini geriye getirecek kimdir?

Hayatlarıyla hayatı tarif edip hayata hayat kattılar... Ölümsüzlükte gülerek zamana ışık bıraktılar, mekana renk saldılar. Gelene hazırdılar, gidenlerin ardına bakmadılar. Değersizlere değer verme değersizliğine düşmeden hep hayatın hakikatına yürüdüler. Yolları dikenlerle dolduranların dikenlerine eğilip bakmadılar bile. Yüksek ufuklara kilitlenen gözler tepecikleri görmüyordu, çünkü onlar hayatı ölümün kucağında seyrediyordu.

Üstadının dünyada fazla kalmasını daha çok hizmet etmesi için isteyen ve ebediyetin ilk kapısı kabirde ruhunun ruhunu hüsn-ü istikbal şerefiyle müşerref olmak dileyen Asım Bey mahkemede “Yarabbi, canımı al” diyerek teslim-i ruh eder. Tek ruh, çok beden; bir şahs-ı manevî, çok fert işte böyle yaşanarak ölümle gösterilir.

Hayatının her safhasında Üstadının bir emrine getirebilmek için hayatını feda etmeye her an hazır olduğunu söyleyen Hafız Ali mektubunu şöyle bitirir: “Hayat ismine layık bir hayat bahşına vesilesiniz. O hayatı, ihsan edene ve vesile olan uğruna, o hayatı ifna etmemek kar-ı akıl değildir.” Şehid Hafız’ın hayatı ‘hayat’ ile ölümsüz tarifi. Yıldızdan damlayan sonsuzluk iksiri dökülecek sineler arıyor.

Hayatı Asımca Ali gönülden seyredenler çekirdekten meyveye hayat ağacını bütünlüğünde görebilir. Geçici ölüm rüzgarı aslına kök salmış hayatı sonlandıramaz.

Hayat mutluluğunu yakalamak isteyenler sahteliklerden sıyrılıp dünya kanatlarıyla yıldızların baktığı yere uçmasını bilmeli. Bu yolda rastlayacağımız Asım’lar, Ali’ler bizi yalnız bırakmayacağı gibi yolumuzda yoldaş olacaktır. Onlara, gönlümüzden gönüllerine açacağımız köprülerde ruhlarımızın elele tutuşup geçmesiyle ulaşabiliriz. Bunu oyunlarla oyulmayanlar başarır.

İşte iki tercih... Her tercih bir vazgeçiş ise, isteyen hayatta ölür, isteyen ölümde hayat bulur. Geç kalmadan, paydos zili çalmadan seçimde netleşmek vakti...

  17.02.2005

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren