Adınız soyadınız: 
E-mail adresiniz: 
Şehir / ülke: 

Başlık: 

Değerlendirmeniz: 

Türü

Yazarlarımıza gönderdiğiniz mesajlar,
site yönetiminin onayını müteakip kendilerine iletilmektedir.

 Sudaki Odun

BENÎ İSRAİL’DEN bir adama gidip, ondan bin dinar borç isteyen bir adam vardı. Kendisinden borç istenen İsrailoğlu, adama:

“Bana şahitlerini getir” dedi. “Onların huzurunda bin dinarı vereyim, şahit olsunlar!”

İsteyen ise:

“Şahit olarak Allah yeter” dedi.

Öbürü:

“Öyleyse buna kefil getir!” dedi.

Öbürü, bu kez:

“Kefil olarak Allah yeter” dedi.

Bunun üzerine, Benî İsrail’e mensup adam:

“Doğru söyledin” dedi ve belli bir vadeyle parayı ona verdi.

Bin dinarı alan adam bir deniz yolculuğuna çıktı, aldığı parayla ihtiyacını gördü. Sonra borcunu vadesi içinde ödemek maksadıyla geri dönmek üzere bir gemi aradı, ama bulamadı. Bunun üzerine bir odun parçası alıp içini oydu. Bin dinarı, sahibine hitap eden bir mektupla birlikte oyuğa yerleştirdi. Sonra oyuğun ağzını kapayıp düzledi. Sonra da denize getirip:

“Ey Allahım!” dedi. “Biliyorsun ki, ben falandan bin dinar borç almıştım. Benden şahit istediğinde de, ben ‘Şahit olarak Allah yeter’ demiştim. O da şahit olarak Sana razı oldu. Benden kefil isteyince de ‘Kefil olarak Allah yeter’ demiştim. O da kefil olarak Sana razı olmuştu. Ben ise şimdi bir gemi bulmak için gayret ettim, bulamadım. Şimdi onu Sana emanet ediyorum.”

Adam böyle dedi ve ardından, odun parçasını denize attı. Az sonra, odun denize gömüldü.

Sonra oradan ayrılıp kendini memleketine götürecek bir gemi aramaya başladı. Borç veren adam da, parasını getirecek gemiyi beklemeye başladı. Gemi yoktu ama, içinde parası bulunan odun parçasını buldu. Odunu, evde yakacak olarak kullanırım diye aldı. Testereyle parçalayınca da, parayı ve mektubu buldu.

Bir müddet sonra borç alan kimse geldi. Elinde bin dinar vardı ve:

“Emanetini getirmek için aralıksız gemi aradım. Ancak beni getirenden daha önce gelen bir gemi bulamadım” dedi.

Alacaklı:

“Sen bana birşeyler göndermiş miydin?” diye sordu.

Öbürü:

“Sana, daha önce bir gemi bulamadığımı söyledim” dedi.

Alacaklı, bunun üzerine:

“Allahu Teâlâ, senin odun parçası içerisinde gönderdiğin parayı sana bedel ödedi” dedi. “Bin dinarına kavuşmuş olarak dön.”


[Hz. Peygamber’in evvel zaman içinde yaşanmış bir hadiseye binaen anlattığı ve Prof. Dr. İbrahim Canan’ın tercümesiyle Kütüb-ü Sitte’den aktardığımız bu mesel, Buhârî’de (Kefâlet 1, Büyû’ 10, İsti’zan 25) geçmektedir. Ravisi Ebu Hureyre’dir.]

  20.02.2002

© 2021 karakalem.net, İsmail Örgen

  1.  Bu yazının geçtiği eseri incelemek -veya satın almak- istiyorum.



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut