Arşiv

Adınız soyadınız: 
E-mail adresiniz: 
Şehir / ülke: 

Başlık: 

Değerlendirmeniz: 

Türü

Yazarlarımıza gönderdiğiniz mesajlar,
site yönetiminin onayını müteakip kendilerine iletilmektedir.

Arz-ı hal

“PEYGAMBERİN BİR Günü”nü yazma iştiyakı gönlüme düştüğünde, yıl 1988’di. Yıllar ilerlemeye başladıkça anladım ki, bitimsiz bir ummanın içindeyim. Peygamber bir gününü ne lâyıkınca anlamam mümkün, ne de lâyıkınca anlatmam. Bir ‘gün’ün içinde sadece beş vakit namaz, beş vakit namazın içinde sadece bir rekat, o bir rekatın içinde tek bir ‘Allahuekber’ bile, sayfalar ve kitaplar dolusu anlamlar taşıyor zira...

Dolayısıyla aziz okuyucum, ilerleyen sayfalarda “Peygamberin Bir Günü”nü hak ettiği şekilde, lâyıkınca anlatıyor değilim. “Peygamberin Bir Günü” araştırmamın ilk notlarını 1992 yılında Karakalem dergisinin üçüncü sayısı için kaleme aldığımda dile getirdiğim sorular ve sorgulama, yirmi yıllık bir çalışmadan sonra bugün, benim için hâlâ geçerli. “Onu ben nasıl anlatabilirim?” diye sormuştum o gün. Bu soruya o gün verdiğim cevap, geçerliliğini bugün de koruyor: “Ben o sevgili Resûl’ü anlatamam. Olsa olsa, onu lâyıkınca anlayamadığımı anlatırım. Yahut, en fazla, ne kadar anlayabildiğimi...”

Peygamberin Bir Günü’ne başlarken, bu kaygıyı ve bu cevabı bir kez daha dile getirme ihtiyacı hissediyorum. Okyanus testiye sığmadığı gibi, Peygamberin bir gününü lâyıkınca anlayıp anlatmaya biz muktedir değiliz.

Açıkçası bu kitap, Peygamberin bir gününden bizim kabımıza alabildiklerimizin ifadesidir yalnızca. Bizim testimizdeki su, okyanus değildir; ama şükür ki, okyanusun haberini getirmektedir.

METİN KARABAŞOĞLU

İstanbul, Şubat 2007

  06.04.2008

© 2021 karakalem.net, Metin Karabaşoğlu



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut