*Bu sayfa, sitemize gelen, sitemizdeki ana sayfaların formatına denk düşmediği için bu sayfalarda değerlendirmediğimiz, ancak paylaşmaya değer bulduğumuz yazıların sunulduğu bir havuz olarak tasarlanmıştır.

Adınız soyadınız: 
E-mail adresiniz: 
Şehir / ülke: 

Başlık: 

Değerlendirmeniz: 

Türü

Yazarlarımıza gönderdiğiniz mesajlar,
site yönetiminin onayını müteakip kendilerine iletilmektedir.

 Keyfiyetin kalıbı

Elbiseler önemlidir. Kıyafetler keyfiyetimizin kalıbıdır. Keyfiyetimiz haya ile kaplıysa dışımız edeble örtülmüştür. İmanımız kavi ise haya elbisemiz kuvvetlidir.


BİR KAVRAMLA bizi meşgul ederken, bir başka kavramın içini boşaltıyor birileri. Boş bulunuşlarımızı bir şekilde kendi değerleriyle dolduruyorlar. Sinsice giriyorlar düşünce yollarından, mayınlarını bırakıp gidiyorlar.

Tesettür kavramını bile unutturur oldular bize... İşi başa ve bez parçasına indirgediler; “başörtüsü” dediler. Hatta onunla da yetinmediler, “türban” taktılar kafalara... Sırada ne var acaba?

Hayadır, edeptir tesettür... Gözün ve gönlün men edilene meyletmemesidir... Akleden kalpten duygulara, duygulardan azalara, azalardan elbiselere yansıyan iman şuurunun görüntüsüdür, resmidir... Resmî tören ve töre görüntüsü değildir tesettür...

Kâinatta kaplı “Settar” elbisesini gören gönlün üstünde ince nefis zarını hikmet nazarıyla açmış demektir. Bedeniyle beraber duygularını örtebilmiş, dıştan gelen hayasız akınları durdurabilmiştir. İnandığını kainattan deliller getirerek dillendirmiş, elbisesiyle edeple gösterebilmiştir. Tesettür hakikatini bütün çıplaklığı ile görebilmiş, haya elbisesini edeple bürünebilmiştir. Elmadaki kabuk hakikatini gören hayatını ubudiyet kabuğu ile çepeçevre sarmıştır. Dünyanın atmosfer, yıldızlarla yaldızlı semanın “esîr” ile örtülmüşlüğünü örtüşmüştür tesettürüyle...

Nimetten in’amı, masnuattan Sanii görerek gözünü hikmete açan nikmetsizliğe kapamıştır.

Gül goncasının yapraklarla kaplanma hakikatini açıkça gören hayatını haya ile örtebilmiş, tedibi gerektiren edepsizliğe düşmemiştir.

Yapraksız gonca hüsnünü yitirmiş, cemalini cansızlaştırmıştır. Gonca hakikati gönlünde açan, Kur’an ve kainat kökünden kopuk rüzgar önünde savrulan yapraklar gibi savrulmaktan kurtulmuştur. Kainatı Kur’an’la beraber okuma temizliğine eren gönlüyle beraber elbisesini edeple temizlemiş, haya ile örtmüştür.

Kâinattan ve Kur’an’dan kopuk sokaklarda savrulan eşarplar hayayı saramıyor. Düşünceler açık, kalpler yaralıyken elbiseler örtmüyor. Yürürken yüreklerimize tuz basılıyor, vicdanlarımız aklımızla beraber ağlıyor. Yürek ellerimizi sıkıyor, hüznümüzü örtecek örtü arıyoruz. Ayaklarımız haya yollarında koşmak istiyor, edebe “edeb”le selam vererek.... Sıkan sokaklardan sıkılarak yürümekten sıkıldık artık.

Baharda açan gül goncaları gibi kâinat hakikatini haykırmalı hayasızlara... Tesettürü sadece başa indirgemek isteyen düşüncesiz başlara bağırmalı, edepsizliğe edeple dur diyebilmeli hakikat aşıkları... Göz kayması ile aşkı kirletmemeli, gönlü kaydırmamalı hakikat yolcuları... Yolları temiz ve serin tutabilecek hakikatler serperek hızla yürüyebilmeli, dünyanın bir ucundan bir ucuna...

Elbiseler önemlidir. Kıyafetler keyfiyetimizin kalıbıdır. Keyfiyetimiz haya ile kaplıysa dışımız edeble örtülmüştür. İmanımız kavi ise haya elbisemiz kuvvetlidir. Elbisemizde yırtılma varsa imanımızı kâinat kuvvetiyle Kur’an’la dikmeliyiz. Yoksa birileri “başörtüsü” ile uğraşarak başımızı ağrıtır durur.

  10.07.2005

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut