Yarın var mı ki?

Hakikatin gökkuşağı ihata edilmedikçe kardeşliğin derinliğine erişmek mümkün mü? Zerre de kardeş, yıldız da kardeş, çiçek de kardeş, mü’min kalp de kardeştir bu geniş semada...


GRUPÇULUK SKOLATİKLİĞİ, sorgusuzluk statükosu, peşin kabul taassubu, taraf tarafgirliği labirentlerinden hakikat nasıl yol bulacak da gün yüzüne çıkacak? Karşıtlıkla kurulmuş paradigma, yüksek fikirleri, ulvi düşünceleri ister istemez tevillerle büker, yorumlarla bir öç aracına dönüştürür. Hakikat sadece sloganik bir söylem olarak kalır böylelerin elinde.

Hakikatin sinir uçlarını tevillerle bükmek, yorumlarla eğmek; - yaşıyor olduğumuz gibi - muhabbet hislerini, uhuvvet bağlarını, kardeşlik rabıtalarını zedeler, güven duygusunu azaltır, zannı çoğaltır, gıybeti arttırır. Keşmekeş tufanı kol gezer zihinlerde.

Eğrilme ve bükülmenin isabet diye sunulur olması, çelişkinin cesaret diye takdim edilmesi, yanlışta ısrarı sebat diye tevil edilmesi; evet, “eynel mefer”

Selim kalp nedir, selim akıl nedir, selim hayat nedir? Teslim olunacak bir şey varsa hakikat değil midir; araçlar, isimler geçici bir resim değil midir?

Fikri üretkenlik terk edilince böyle zihni kuraklığa düşülür, düşünce derinliği cehdi gösterilmeyince böyle sığlaşılır; üretilen slogandır artık, isabetsiz tevil, oturmayan yorumdur… Dar alanda skolastik sloganik konuşmalar kuraklığı daha da körükler, sığlığı daha da çoğaltır; isabet ettik sözleri de eksik olmaz dillerden!

Acıtan, üzen, geren hale bigâne kalmaz hakikat peşinde koşanlar. Görmedim, duymadım demez hakikat düşkünleri, sessizce olanları seyretmez hakikat âşıkları.

Yeri geldiğinde sözle söyler, her daim halle konuşur, çok zaman kelimesiz konuşur, yeri geldiğinde sükût eder, yeri geldiğinde barika-i hakikat çıkan müzakerelere girer.

Taraf; hakikatin tarafını bulmak, İsabet; hakikati ortaya çıkarmak, sebat; sabit hakikatin etrafında tavaf etmek. Başlangıcı Hak arayışı, ortası Hak’la olmak, sonu Hak’ta yok olmak; Aşk ne ki?

Hakikatin gökkuşağı ihata edilmedikçe kardeşliğin derinliğine erişmek mümkün mü? Zerre de kardeş, yıldız da kardeş, çiçek de kardeş, mü’min kalp de kardeştir bu geniş semada...

Tozlu gözlükleri silmenin, kararmış camları kırmanın, zarar veren araçları atmanın, grupçuluk taassubunu bırakmanın, skolastik sloganları terk etmenin, tarafgirlik inadından uzaklaşmanın zamanı gelmedi mi? Yarın; yarın var mı ki?

  07.07.2014

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut