Kör kuyuda beklemek

ÖFKE ATEŞİNİ söndürmeyen hakikat aşkında yanabilir mi? İçindeki kör kuyudan çıkamamış, kimi hakikat ummanına taşıyabilir?

Sevgi bir söylem değil, eylem değil mi? Hoşgörü yaşanmadan gösterilir mi? Şefkat, ihtiyaç anında şefkattir. Öfkeye, kine, tarafgirliğe ne zaman ihtiyaç oldu ki?

Baharda gül kokulur, gül solunur, gülleşilinir; kışta gül olmak, gül kokmak, gül solumak; hoşgörü eylemi bu olmalı. Uzun uzun nutuklar çekmek değil; huşunun derinliğinde hissettirmek gülün kokusunu, gülün güzelliğini…

Bir eylem bin söyleme bedel; bir samimi amel bin sözden sahici. Şefkat kahramanı, muhabbet fedaisi, hoşgörü adamı; kişi kendisi söylemez, çevresi söyler, uzaktakiler söyler, düşmanları dahi inkâr edemez.

Kitleleşmiş öfke ile başka bir kitleyi kör kuyuya yuvarlama harekâtı; ne büyük bir yıkılış, ne büyük bir düşüş, ne büyük zafiyet? Hani ümit, hani hizmet kökleri, hani hoşgörü?

Kalbin kabul etmediği, vicdanın razı olmadığını kim kabul ettirir? Bir de ekseriyet bu mihverde toplanmışsa; akan nehri kim geri çevirebilir? Tevillerle aklı ayartmaya çalışma, boş caba…

Kör kuyuyu deniz diye sunan, hikmet körlüğü içinde olduğunu göstermiş olmaz mı?

Hakikat kimsenin tekelinde değil, bir kitle de bütünüyle kör kuyuya atılmaya layık değil. Hakiki hakikat arayıcıları; önce kendi kör kuyusunu keşfeden ve sonra ondan çıkan değil mi?

Hakikat birilerine ihale edilmeyecek kadar yüce ve ali. Tevil; hakikatin renklerinde olur, onu körleştirme ve yanlış yönlendirmede değil.

Körleştiren tarafgirlik, köreltici taassup, kurutucu kin; kör kuyu neresi diye aramaya gerek var mı? Kendi kalp kararmışlığını görmeyen, kime aydınlık sunabilir?

Kimde kör kuyu yok ve kim o kuyudan çıkmakla yükümlü değil? Kör nefsin kör kuyusundan çıkma bahtiyarlığına eren; hakikat ummanlarında hakiki yüzme dersini verendir; böylelerinin hangi tarafta olduğu önemli mi?

Evet, önemli ise o taraftanız, ümmetin tarafında, ümmeti sahil-i selamete çıkarmak için çalışanların tarafında. Ama onlar çok, ama az, ne fark eder?

Bir hakikat çekirdeği bir gün nevş-ü nema bulur; meyveli hakikat ağacı böyle söylüyor. Kapanmış hangahların önündeki kör kuyularda beklemenin anlamı var mı?

  14.04.2014

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut