Yeni filizler

KARŞILIĞI OLMAYAN kısır çarpışma, kışkırtıcı vuruşma, ürkütücü çatışmanın sonuçları vahim gibi görülse de içinde hikmet ve muştular barındırmıyor da değil. Bizatihi güzel demek mümkün değilse de, netice itibariyle kötü demek de mümkün değil.

Grupları kendi içinde çarpıştırırken, grupları karşılıklı vuruşturan post modern zamanların son numarasını göremiyor ve hedefte bütün ümmetin olduğunu idrak edemiyor isek tek gözlüklü grup körlüğü ile bakıyor ve görüyoruzdur.

Soru, sorgulamanın dışında kim kalabilir? Edebi terk etmeden, hayâyı bırakmadan kimin yaptığı, kimin dediği, kimin tevili, kimin yorumu yargılanmaz ve sorgulanmaz ve de hüküm verilmez?

Birilerinin dikte ettirdiğini vardır bir hikmeti diye düşünce tembelliğine düşerek kabul eder, fikri cehdi ve cihadı terk eder, aklı başkasının cebine koyar, kalbi kiraya verirsek… İşte böyle bir ifratın kucağına, bir tefritin kucağına yuvarlanır durur da bir türlü sırat-ı müstakimi bulamayız. Benliğimizi okşayan ayartıcı kelimeler, kandırıcı cümleler hazırdır; biz isabet ettik, onlar yanıldılar!

Algıları genişletmek ve derinleştirmek, pergeli biraz daha açmak, sorgulamayı çoğaltmak, soru işaretini büyütmek… Belki hikmet derinlerde, belki hakikat enginlikte… İlla Hak, illa Hak arayışında olmak; Hakkı bir ve tek görmek; Hakkın sonsuz hakikat renkleri olduğunu düşünmek…

Evet, belki bu kırılmadan böylesi hakikat filizi çıkabilir, bahar bu filizden çoğalır, bahar yeryüzünü yeşertebilir, bütün yürekleri canlandırır, bütün akılları akıllandırabilir… Yaşanan acıları devaya dönüştürmek, kaybedişleri kazanca çevirmek; elimizde, dilimizde, yüreğimizde.

İfsat komiteleri topyekûn ümmete hedef almışsa, ümmete düşen de topyekûn cevap vermektir. Grubunu kurtarmak, şununu kurtarmak, bununu kurtarmak değil de kalbini ve ümmeti kurtarmak; şuuru şuur altımıza dolsa, dolduruşa gelir de birbirimizle vuruşmaz, fasıkların getirdiği habere kanmaz, zanna, gıybete tenezzül etmeyiz.

Her şeyi yeniden sorgulamak, geçmiş tevilleri gözden geçirmek, bugün söylenen söylemleri iyice irdelemek, Kur’an kaynağına yönelmek, sünnet uygulamasına sarılmak… Bizi ülfet döşeğinde gafletle uyumaktan uyandıracak, meselelerin birilerine, bir gruplara ihale edilmeyecek kadar büyük ve ağır olduğunu idrak ettirecek ümidindeyim.

Yaşadığımız yakıcı yıkımdan yeni filizlerin doğmasını ve o filizleri kısa sürede dünyayı bahara dönüştürmesini, Kudreti ve Rahmeti sonsuz, İzzet ve Azamet sahibi Rabbimizden bekliyoruz inşaallah.

  10.03.2014

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut