Ananas ayeti

Abdullah Taha Orhan

“Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler.”


“EN SEVDİĞİN meyve nedir?” diye sorsalar, hiç tereddütsüz “ananas” olurdu cevabım. Bunda, onu asıl çıktığı yerde, anavatanında, tropikal kuşakta yemiş olmamın etkisi büyük tabii. Beni ananasla ilgili en çok şaşırtansa, o kupkuru, kalın ve sert kabuğunun altında bal gibi, yumuşacık ve sapsarı bir özü barındırıyor olması.

Kâinatın her yerinde zıtları bir araya getiren yaratıcı, ananasta da kemâldeki sanatını böyle gösteriyor bize. “Sanatta kemâle ancak zıtlar bir ahenk ve denge içerisinde bir araya getirilebilirse ulaşılabilir” dersini veriyor Sâni-i Hakîmimiz.

Zıtların âhengi: kemâl

Sanatın bu kemâl derecesi ise, her sanatta ve sanatın her noktasında bu dengeyi ve âhengi gözetebilecek, zıtları bir arada tutabilecek olan, hepsine birden sözü geçen ve her birini en iyi bilen Sâni-i Hakîm’in işi olabilir ancak.

İnsanoğlu da kâinat kitabından devşirdiği bu sanat derslerini kendince, kendi ruhunun, kalbinin ve elinin kabiliyetince ortaya koyabiliyor şu hayatta.

Sanat olarak gördüklerimiz hep o biricik “sanat”ın izdüşümleri aslında. Resim, müzik, el sanatları, mimari... Sanata dair ne varsa zihnimizde, hepsini kâinattan aldığımız sanat derslerine borçluyuz. Bu anlamda yaptığımız tek şey kâinattan örnek alıp onu taklid etmektir diyebiliriz, çünkü ortaya sıfırdan bir şey koymuyoruz, koyamayız da. Topyekun varlığımıza dahi sahip olamayışımız, daha en başından bize bunu söylüyor: bizde/n görünen sanat, bizim değildir.

Buradan şuraya geliyoruz. Nasıl kelâm sıfatından gelen Kur’an’ın ayetlerinin bir benzerini yapmak mümkün değilse insanoğlu için, kudret sıfatından gelen kâinat kitabının ayetlerinin benzerini yapması da mümkün değil asla.

Ananası icâd edebilir miydik?

İsrâ sûresinin ilgili seksen sekizinci ayetinde bütün insanlar ve cinler bir araya gelseler de Kur'an’ın mislini yapmaya çalışsalar, değil Kur'anın, onun bir ayetinin dahi mislini getiremeyeceklerini söylüyor Âlemler Rabbi.

Nasıl kitâbî bir ayetin dahi benzerini getiremeyeceklerse inkârcılar, kevnî ayetlerin dahi benzerini asla getiremeyecekler.

İşte ananas ayeti ortada!

Diyelim ananas meyvesi yaratılmamış olsaydı, dünyanın bütün mahir ressamları, tasarımcıları bir araya toplansa ve bütün maharetlerini, "creativity" dedikleri her neyse onu dökselerdi ortaya, acaba bir benzerini çizebilirler miydi ananasın?

Tadını, besleyiciliğini, muhtevasını bir yana koyduk, sadece tahayyüllerde oluşacak olan imajını dahi yapamazlardı.

Ananasın ve diğer tüm eşsiz sanatların tek ve gerçek sahibi olan Âlemler Rabbine sonsuz hamd olsun.

  23.09.2013

© 2021 karakalem.net, Abdullah Taha Orhan



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut