İsveç’te okunan ezana içeriden bir bakış

Zeyneb Hafsa

26 NİSAN TARİHLİ gazete ve haber sitelerinin birçoğunda İsveç’te bir cami minaresinden ilk kez ezan okunmasına dair bir haber yer aldı. Dışarıdan bakınca özgürlükler ve hoşgörü adına oldukça ileri bir adım sayılabilecek bu gelişmenin detaylarına ve İsveç’teki yansımalarına değineceğim bu yazıda.

Öncelikle ezanın okunduğu yer hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum. Fittja; Botkyrka isimli belediye (kommun) yönetim alanına dâhil ufak bir yerleşim yeri. 2011 yılı itibariyle 7700 civarı kişinin yaşadığı bu yerde ikamet edenlerin %70 kadarlık kısmı İsveçli olmayan bir kökene sahip(*1) . Ezanın okunduğu Fittja Camii’nin yapımı Nisan 2007’de tamamlanmış olup, cami Botkyrka’daki İslam Kültür Derneği’ne ait.

Şimdi de ezanın okunmasına değin geçen süreçte neler yaşandığına bir göz atalım. Yukarıda bahsi geçen derneğin başkanı olan İsmail Okur, bir vatandaş önerisi (medborgarförslag) kaleme alıp ilgili merciye (samhällsbyggnadsnämnden) gönderiyor. İlgili merci ise başvuruyu Botkyrka belediyesi yönetim kuruluna iletiyor. Burada bir detayı vurgulamakta yarar var. Belediye yönetim kurulu (kommunstyrelse), İsveç’in her bir belediyesindeki yerel yönetimin yürütme organı konumunda ve belediye meclisi (kommunfullmäktige) tarafından atanmakta. Botkyrka belediyesinin yönetim kurulunda 13; belediye meclisinde ise 61 asıl, 34 yedek üye yer almakta. Önerinin son uğrağı ve en nihayetinde kabul edildiği merci ise polis oluyor.

Ezanın okunmasının ardından medyadaki ve halk nezdindeki yansımalara geçmeden önce şunu da eklemekte fayda var: önerinin sunulması ve kabulüne kadar geçen süreç, medyada pek yer bulmadı. Bu sebeple -kendim de dâhil- birçok kişi, söz konusu duruma ancak olay bittikten sonra vakıf oldu. Durumun gerçekleşmesinin ardından ise ülkenin belli başlı haber siteleri olan DN, Aftonbladet ve resmi televizyon kanalı SVT’nin, minareden ezanın okunması haberini objektif bir dille aktardığını söylemek isabetli olur.

Öte yandan, tüm halkın olayla ilgili izlenimlerini araştırıp öğrenmek imkânsız olsa da internetten yaptığım taramalar sonucu özellikle İsveç kökenli halkın bakışını üç ayrı grup altında özetleyebilirim. Sayıları pek de fazla olmamakla birlikte bir grup, çok kültürlü olmanın özgürlükçü karakterine atıf yaparak duruma olumlu yaklaşırken(*2) , bir diğer grup herhangi bir gerekçe göstermeden oldukça basit ve hatta kışkırtıcı bir üslupla olumsuz bir yaklaşım sergilemekte. Okuyabildiğim yorumların çoğunluğu ise, bazı sebepler öne sürerek durumu olumsuzlamakta. Öne sürülen sebeplerin başında, camiden ezan okunmasının İsveç kültürüne aykırı olması, benzer bir durumun başka yer ve camilere yayılma ihtimali ve dini özgürlüğün Hristiyanlar, Yahudiler ya da diğer dinlere sağlanmasına dair henüz problemler mevcut iken Müslümanlara sunulanın bir ayrımcılık teşkil etmesi.

Son olarak, olayla ilgili kişisel düşüncelerimi aktarmak istiyorum. Yukarıda ezanın okunmasına değin geçen süreci anlatan paragraflara tekrar bakılacak olursa fark edilecektir ki Okur’un önerisi sürekli bir üst mercie iletilmiştir. Bunun temel sebebini, kanunda aykırı bir madde olmamasına karşın ilgili mercilerin son sözü söylemekteki tedirginliğine bağlıyorum. Öneri en son polise iletiliyor ki bununla amaçlanan, ezanın çevrede herhangi bir olası rahatsızlığa yol açıp açmayacağını incelemek. Nitekim caminin en yakın yerleşim yerinden 1 km. kadar uzakta oluşu, ezanın sadece Cuma günü kısa bir süre içinde okunacak olması ve aksi yönde bir şikâyet bulunmaması gibi hususlara binaen polis onay veriyor.

Konu ile ilgili bir diğer husus da kişi ve grupların olaya karşı bakış açıları. İsveç’te ve özellikle Fittja’da yaşayan Müslümanların birçoğu için, daha önceden alışageldikleri bir unsura bir nebze de olsa yeniden kavuşmaları sevindirici oldu. Öte yandan, kendi ülkelerine göç eden Müslümanlar aracılığıyla İslamiyet’le karşılaşması 80’lerden itibaren hız kazanan İsveçli halkın geneli nezdinde bu ezan, çoğunlukla olumsuz bir intibaya sahip oldukları fakat çok da fazla tanımadıkları bir dinin diğer bir öğesi ile çarpıcı bir yüzleşme meydana getirdi. Şahsi kanaatim ise, bu tarz yüzleşmelerin her şeyden önce gönülde ve akılda (ya da akleden kalpte) olması halinde olumsuz tepkilerin en aza ineceği yönünde.


1. http://www.usk.stockholm.se/databaser/botkyrka/internet/ods.html

2. Örnek için bkz. http://jesperahlin.wordpress.com/2012/09/28/vad-ska-vi-gora-med-boneutropen-i-fittja/

  15.05.2013

© 2021 karakalem.net, Zeyneb Hafsa



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut