Kökü yukarıda soru, cevabı aşağıda meyve

“TANRI PARÇACIĞI; Cevap Evren ise, Soru Ne?” 1993 de yayınlanan kitabın adı. Yıl 2013, popüler gündemin başköşesine oturdu parçacık. Parça küçük de etkisi büyük olacak; bundan sonraki süreçte çok konuşulacak, günlük hayata etkileyecek, düşünce dünyasına yön verecek.

Evet, cevap evren ise soru ne? Evren kadar cevap varsa soru da evren kadar büyük olmalı. Bu küçücük aklımızla bu büyük soruya cevap verebilir miyiz; evrende bizden akıllı ve kalp taşıyan vicdanlı başka birileri olmadığına göre soru omuzlarımızın üzerinde ağır bir yük olarak duruyor.

İnsan olmanın dayanılası ağır yükü bu. Bütün kâinat, harf harf insana bir şeyler fısıldıyor, bir şeyler söylüyor, bir şeyler hatırlatıyor. Esen rüzgâr, yağan yağmur, mevsimler, ölümler dirilmeler, gece gündüz… Cevaba soru eriştiriyor, soruya cevap yetiştiriyor.

Avrupa nükleer araştırma merkezi (CRN) “Higgs Bozonu” buldu, resmen kabul edildi ilim dünyasınca. Büyük bütçeli araştırma küçücük hatta küçükten küçük, kütleden bile küçük, hatta kütle bile olmayan şeyi buldu. Şey, siz hangi şeyi buldunuz? Kâinat kadar bir soru çıkardınız karşımıza; cevabı olan soruyu nasıl soracak insanlık?

CRN’ye kaç CRN eklense, kaç bin deney yapsa soru bulunur mu? Kökü yukarıda meyvesi aşağıda ağaç gibi; cevabı ortada sorusu bilinmeyen hakikat. Düz mantıklı kafa, aklı gözüne inmiş bakışla bu gizemli soru bulunur mu?

Protonlar çarpışsa mı, yan yana yürüse mi bu soru bulunur? Kâinatın hangi köşesinde, hangi galaksinin göğsünde saklı; bu gerçek içre gerçek.

Gerçekten gerçeği görmek isteyene her şey ve her bir şey cevaba soru fısıldıyor, soruya cevap yetiştiriyor. Yağan yağmur damlası cevap diye yağıyor, soru diye buharlaşıyor.

Gece soru diye gülümsüyor, gündüz cevap diye tebessüm ediyor… Sonbahar soru diye soluklanıyor, ilkbahar cevap diye nefesleniyor. Asrın yarısı soru, diğer yarısı cevap. Soru da açık cevap da.

Soruya “Elest Meclisinde” muhatap olduk, kim ne cevap verdi o mecliste? Deneylerle, CRN’lerle bulunmaz o meclis ve o mecliste konuşulanlar.

Kökü yukarıda, meyveli dalları aşağıda ağacı okumak; bizi hakikat lalesini okutturur. Soru da cevap da verildi; zamansızlıkta, mekansızlıkta.

“Elestü Birabbikum” “Evet, Sen Bizim Rabbimizsin”

  25.03.2013

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut