Arşiv

10.May.99

ADEM (ADAM) KAFELNIKOW

1999’da, 14 yaşında, lisede okurken ihtida etti. ABD’li.



İSLÂM’A YOLCULUĞUMU SİZE anlatmadan önce, kendim hakkında, bilmeyi istemenizin muhtemel olduğu bazı bilgiler vermek isterim. Indiana eyaletinin kuzeybatısında yaşayan 15 yaşında Kafkasyalı bir gencim. Katolik lisesine gidiyorum; lise ikinci sınıftayım. Yaşadığım şehir (Whiting) küçük bir şehir; nüfusu yaklaşık 5.150, ve kasabadaki tek Müslüman benim.

İslâm’a yolculuğum, başkalarınınkine pek benzemiyor. Bir Müslümanla şahsen karşılaşıp tanışmam vâki olmadı. Keza, Cahide kardeşin yaşadığı türden olaylara da şahit olmadım. Yine de, kendi namıma, İslâm’a yolculuğumun enteresan olduğunu sanıyorum.

Bu süreç, 1998 yılının sonlarına doğru, aşağı-yukarı Ağustos ayında başladı. Lise başlamak üzereydi, ve ben, başka pek çok öğrenci gibi, çok sinirliydim. Çok sinirlenmiştim; zira, din dersimize bir rahibin gireceğini öğrenmiştim. Buna, yalnızca çok dindar biri olmadığım için sinirlenmiş de değildim.

Her neyse; okul açıldı, derslerimiz başladı ve din dersimiz dünya dinlerinin şöyle genel hatlarıyla ele alındığı bir bölüme geldi. Bu arada İslâm da ele alınmış oldu. Öğretmen İslâm hakkında bir ödev hazırlamak üzere beni görevlendirdi. Ve, işe bakın ki, tam da bu ödevi üstlendiğim günün gecesi televizyonda cihad hakkında bir program gördüm. (Elbette, tamamen yalan yanlış şeylerle dolu bir program.)

Bu ödev için araştırmalar yapıp durdum. En sonunda kendimi ödev boyutunu aşan bir iş yapar vaziyette buldum. İşi bu derece büyütmemin sadece daha iyi bir not alma gayretiyle açıklanması mümkün değildi. Bilakis, araştırmamı, İslâm ilgimi bir hayli çektiği için böylesine genişletmiştim.

O sıralar, bir gün, bir grup arkadaşla birlikte, günübirlik gidip dönmek üzere Chicago’ya gittik. Orasının İslâm’la ilgili eserler bulma bakımından iyi bir yer olacağını düşünmüştüm. Nitekim, oradan bir Kur’ân satın aldım. Maşaallah, onu okudum. Üzerimde muazzam bir hayranlık uyandırdı. İlk defa okumak üzere Kur’ân’ı öyle rastgele açtığımda karşıma çıkan sayfanın başında, Kadr sûresi vardı. Bu sûre, okuduğumda, sözleri kısa bile olsa, bende uzun ve kalıcı bir tesir bıraktı.

Günler öylece geçip giderken sonbahar kışa döndü, ve kış da bahara. Bütün bu zaman zarfında, şehadet getireyim mi, getirmeyeyim mi kararsızlığı yaşayıp durdum. Annem de, babam da bundan pek hoşlanmazlar diye düşündüm. O kadar ki, bu durum benim için büyük bir endişe kaynağı haline geldi. Ayrıca, şehadet getirdiğimde, yaşadığım beldedeki ve gittiğim okuldaki tek Müslüman olacaktım. Buna hazır mıydım? Şayet İslâm’ı seçecek olursam, insanlara karşı kendimi savunmaya ve verdiğim karar uğruna onlarla cedelleşmeye hazır mıydım?

Elhamdülillah, evet, hazırdım! 10 Mayıs 1999 günü, 14 yaşında kelime-i şehadet getirdim.

Herşey, benim için, altı ay içinde oldu bitti. Sübhanallah! Ve o günden bugüne, aklımın bir köşesinden, İslâm’ı seçme kararıma dair hiçbir tereddüt geçmedi. Durumumu anneme söyleyebilsem iyi olurdu; ama nasıl ve ne zaman? Hâlâ daha, bu sorunun cevabını çözmeye çalışıyor ve Allah’ın izniyle fazla zaman geçmeden bunun cevabını bileyim diye, Rabbime dua ediyorum.

Babam,óki, annemden ayrılmıştı, ve ben onunla yaşamıyorumóMüslüman olduğumu biliyor ve bunu itiraz etmeden kabullendi.

İnşaallah, ilk Ramazan’ım hafızamdan hiç silinmeyecek bir Ramazan olacak. Ve dilerim ki, hayatımın bundan sonraki günleri de öyle olsun.

  28.12.2003

© 2021 karakalem.net, Metin Karabaşoğlu

  1.  Bu yazının geçtiği eseri incelemek -veya satın almak- istiyorum.



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut