"Kurban" nedir; nasıl "kesilir"?

Kalbin eylemidir iman. Şu halde sadece kurban edilenler gibi kurban edenler de ‘kurban' olmalı, yürekten boyun eğmeli İlâh'a.


"Ve Biz her ümmet için kurban kesmeyi bir ibadet kıldık, bu vesileyle O'nun kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine Allah'ın ismini ansınlar. Bakın, ilâhınız tek bir İlah'tır; o halde yalnız O'na teslim olun! Ve O'na yürekten boyun eğenleri müjdele!" [Hacc, 22/34]

[Bir ayette sözü edilen eylemin anlamına, ardındaki gerekçeyi bularak erişebiliriz. Hacc 34'te "kurban kesmek"ten söz ediliyor ama söz "Allah'ın izniyle/ismiyle" hareket etmeye bağlanıyor ve ilah'ı birlemenin altı çiziliyor. "İlâhınız tek bir İlah'tır; o halde yalnız O'na teslim olun!" Ayetin sonundaki "muhbit" kavramı ise eylem ile imanın düğümlendiği noktayı işaretliyor. "Yürekten boyun eğmek" İtaat etmek ama itaati kalben yapmak isteniyor. Kalbin eylemidir iman. Şu halde sadece kurban edilenler gibi kurban edenler de ‘kurban' olmalı, yürekten boyun eğmeli İlâh'a.]


KURBAN KESMEYİ emrettiği söylenen Hacc 34'te mesele sadece "kesmek" değil. Mesele, "ilahınız bir ilah'tır" gerçeğini kavratmaktır. Yenilmesi helal olan hayvanları sayan ayetlerin ardından gelen bu ayet, insanın hayvanlar üzerinde tasarrufunun insanın güçlülüğünden gelmediğinin altını çizer. İnsan güçlü olduğu için kesiyor değil, hayvan da zayıf olduğu için kesiliyor değildir. İnsana izin verilmiştir sadece. "[Hayvanların da sizin de] ilahınız birdir" diye okursak ayetin hatırlatmasını, insan olarak konumumuzu gözden geçiririz. "O ilah isteseydi siz insanları kesilen, hayvanları kesen yapabilirdi. Ama yapmadı. Şimdi kesen makamındaysanız, bunu hak ettiğiniz için, ilahınız böyle takdir ettiğindendir."

Kesmelerinin hepsi İlah'ın izniyle olduğuna göre, kesmeler "Allah'ın adına" olmalıdır. Vurgu hayvan kesmeye değil, kesilen ve tüketilen her türlü nimeti "Allah'ın ismiyle" kesmek ve tüketmeyedir. Zira ayette geçen "en'am" sadece "hayvanlar" demeye gelmez. "Nimetler" demektir; hayvanlar her haliyle "nimet" oldukları için "en'am/nimetler" adıyla zikredilir. Öyleyse, her nimeti Alllah'tan bilerek yemektir "kurban"ın sırrı.

Ayrıca, Hac 34'de "kesmek" fiili de yoktur; canı O'na teslim etmek vardır: "Artık O'na teslim olun." Demek ki kurban kesen kestiği canı, eksilttiği nimeti Allah'a ait diye bilir, böylece Allah'a teslim eder. Kurban kesen kendi canının da Allah'a ait olduğunu teslim eder; kesen olarak iktidar sahibi değil, sadece izinlidir; canların hepsi emanettir. Kurban kesen, yaptığı işi İlah'ı birler, kendini kestiği üzerinde ilah bellemeye kalkmaz. Kesen el de, bıçak da kurban da Allah'ındır; başkasının değil. En başta da kendi canını O'na teslime hazırlamalı insan. "İnnâ lillah" diye/bilmeli. "Ben Allah'a aitim." "Biz Allah'ın mülküyüz."

Canla başla teslim olmalı; hayvanlar üzerinde iktidar taslamamalı. "Ne kadar çok kestim, ne kadar çok dağıttım"lar üzerinden kibirlenmeye kalkmamalıdır. Aslında her an kurban keser insan; yuttuğumuz her lokmada, içtiğimiz her yudumda varlıktan bir şeyi eksiltiyoruz. Ekmeği suyu boğazlıyoruz. İşte her an kendimize Allah'ın adıyla mı değil mi, sormalı... Şu halde, her şey "kurbanlık"tır; Allah'ın yakın olduğunu bilmeye vesiledir. Namaz da vaktin kurbanıdır meselâ. Bir günün başını kesmeye denk gelir beş vakit. Allah adına zamanı kesmek demektir. Başını secdeye koyarak başını teslim eder insan, günün başköşelerini Allah adına harcar. "Öyleyse müjdele böyle yürekten boyun eğenleri..."

  12.11.2011

© 2021 karakalem.net, Senai Demirci



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut