Bir ömrü aydınlatan gece

MUHTEŞEM ŞÜKÜR şenlikle geçiyor oruç ayı. Ayların sultanı bin aya bedel selamlıyor ömrü. Ömür dakikalarını sonsuzluğa akıtıyor; bitmeyen anlarda, silinmeyen saliselerde, solmayan saniyelerde ebediyete pencereler açıyor.

Sonsuzluk solunuyor solan günde, biten akşamda, dönen gecede. Zamanı kanaviçe gibi dokuyor ramazan. Mideler küçülürken kalpler genişliyor, duygular ufukları geziyor, ruh alemleri seyrediyor. Vicdan rahat nefes alıyor, dimağda tortulaşmış düşünceler temizleniyor, zihin zindeleşiyor, fikirler berraklaşıyor; ebed yolcusu ayağa kalk, faniyatta boğulma. Bir danede, bir anda, bir damlada kendini kaybetme; sonsuzluk senin için hazırlanmış.

Zihindeki zehirler, karaciğerdeki toksinlerle beraber temizleniyor. Beden dirayet kazanırken, ruh hür olduğunu hatırlıyor; hürriyetin bayramını yapıyor abdiyetin zirvesinde.

Aç kalmak, susuz kalmak, gözü, gönlü, kulağı, dili dizginlemek oruca tutunmak; orucun nefsi tutması, şeytanı zincirlemesi. Ne muhteşem şey ruhun iftihar ettiği iftar dakikaları; Alemlar sultanının askeri olduğunu hatırlamak, o bilinçle yemeden içmeden kesilmek bir nevi melekleşmek.

İftar sulardaki açlık; bin tokluğa bedel bir beslenme, bin lezzete denk zevk, bin sevince değer mutluluk. Oruçlunun bayramı, sabrın seheri, günün hasılat zamanı, zamanın durduğu anlar…

Açlık bu kadar güzel olur mu, su bu kadar hayat bahşeder mi? Açlığın, susuzluğun ötesinde bir şey oruca tutunmak, orucun tutması. Her akşam bu muhteşem bayram tekrarlanır durur; ebede bakan kalp doymak bilmez bu bayramda, ruh sonsuzluk solumaktan bıkmaz.

Böylesi dönen duran günler final gecesine hazırlıktır. Öyle bir gece ki gündüzler yanında sönük kalır, bin aya denk bir aydınlık ve bereket getirir o gece. Zira Kur’an o gecede inmeye başlamış; gönülleri karanlık vahşetinden aydınlık sabahında uyandırır olmuştur.

Bu geceyi idrak ve ihya eden bin ay yaşamışlık bereketini erişir. Özü yakalamayan çokluklar ne işe yarar ki. On bir aya bedel bir ay, bin aya denk bir gece; özü yakalanmamış ve özü özümsenmemiş binler ay ve sene yaşamanın ne anlamı var?

Çekirdeksiz ağaç, meyvenin çekirdeği olmadan yeniden bir ağaç olur mu?

Ömür tarlasını çekirdeklerle süslemek; ahir ömürde ebediyet sümbülleri devşirmektir. Kısa zamanda sonsuzluk mahsulatı başka nasıl elde edilir?

Kadir gecesinin seherinde, selama insanlıkla beraber erişmeye ne kadar ihtiyacımız var şu günlerde. Fitne, bozgunculuk ve zulmün kararttığı geceler; adalet, sulh ve merhamete sabahına doğmak istiyor. Boğulan insanlığımız kurtuluş gecesini, selam sabahını arıyor. Böyle günlere erişmedikçe bayramlar bayram olur mu? Çatışmanın, çarpışmanın, savaşın, zulmün, terörün olduğu yerde bayram ne gezer?

İnsanlığı katleden insanlık kasapları “kadir”in kıymetini, bayramın barış bereketini bile bilir mi?

Özlemlediğimiz, hasret yollarını gözlemlediğimiz bayramlara erişmek duasıyla, ömrünüz bereketli olsun.

  22.08.2011

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut